Prof. Dr. İbrahim Ünalmış: Dezenflasyon sürecinde gıda fiyatlarını düşünmek

Hafta içerisinde enflasyon verileri açıklandı. Kasım ayında tüketici fiyatları %3.28 artarken yıllık artış %61.98 oldu. Beklentinin %3.8 olması nedeniyle açıklanan enflasyon beklentilerin altında kaldı. Aylık en yüksek artış %11.2 ile konutta yaşandı.

Bu artışın temel sebebi doğalgaz ödemelerinin normale dönmesi. TCMB tarafından yayımlanan enflasyon değerlendirme raporunda doğalgaz etkisinin ortadan kalkmasının manşet TÜFE üzerindeki etkisi 1 puan olarak açıklandı. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar arasında yer alan alkollü içecekler ve tütün ürünlerinin fiyatları ise ay içerisinde sigaraya yapılan zam nedeniyle %9.2 olarak gerçekleşti ve en çok artan ürün fiyatları sıralamasında ikinci sıraya yerleşti.

Üretici fiyatları enflasyonu (ÜFE) artışı aylık %2.8 olarak gerçekleşti. Yıllık ÜFE artışı Ekim ayındaki %39.4’lük seviyesinden %42.3’e yükseldi. Aylık fiyat artışında temel faktör enerji fiyatlarındaki artış oldu. Sektörel bazda baktığımızda en yüksek üretici fiyatı artışı %93.7 ile temel eczacılık ürünlerinde oldu. Bu sektörü %84 ile maden ve taş ocakçılığı ve %74 ile içecekler sektörü izledi.

Üretici fiyatları enflasyonunun görece sınırlı kalmasının altında yatan faktör ise elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektöründe fiyatların %30 oranında düşmesi oldu. TCMB enflasyon dinamiklerini anlamak için aylık enflasyondaki değişimlerin izlenmesi gerektiğini söylüyor. Buradaki temel yaklaşım Temmuz ve Ağustos aylarında karşılaştığımız %10 civarındaki tüketici enflasyonunun zamana yayılan etkilerinin giderek azalacağı yönünde. Enflasyonu etkileyen en önemli faktörlerden olan kur şoklarının yaşanmadığı bir ortamda fiyat artışlarının giderek azalması gayet makul.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın dile getirdiği gibi TL’de bir reel değerlenme sürecine girersek enflasyon dinamikleri açısından önemli faktörler olarak ücret artışları, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ve ithal girdi fiyatları kalıyor. Küresel ekonominin yavaşladığı ve olumsuz jeopolitik gelişmelerin yaşanmadığı bir ortamda ithal girdi fiyatlarında önemli artışlar görme ihtimalimizi çok sınırlı görüyoruz. 2024 yılında yönetilen ve yönlendirilen fiyatların da dezenflasyon süreci ile tutarlı bir şekilde belirleneceğini düşünüyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Arslan Bulut: Ata tohumu ve hibrit nüfus!

Son yıllarda, tarımda “ata tohumu” kullanmak konusunda bir bilinç...

Tıbbi aromatik bitkiler arazilere değer katıyor

Karabük'te tıbbı aromatik bitki yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan 'Tıbbi...

Maliyeti 13 liraya çıkan simit 10 liraya satılıyor

Ankara’da 10 liraya satılan simidin maliyeti 13.2 liraya ulaştı....

AB tarımında olumsuzluklar ağır basıyor!

AB Komisyonu’nun “2024 Tarım Piyasası Görünümü” raporunda, iklim değişikliği...