Fem Güçlütürk: Bitkilerle ilgilenmek, ne almaya hazırsan onu veriyor sana; hayat gibi

Ebru D. Dedeoğlu
Ebru D. Dedeoğlu

“Bitki, dekor parçası değil bir canlı. Sadece görüntüyü kurtarmak, ya da gösteriş için bitki alma”

Beton yığınlarıyla çevrili şehir yaşamının sıkıntılı havası ne zaman katlanılamayacak seviyeye gelse, doğanın huzur veren kucağına doğru bir kaçış başlıyor. Devasa ağaçların gövdesine yaslanıp yaprakların hışırtılarını ve onlara eşlik eden kuş seslerini dinlemek, tüm yorgunluğumuzu ve stresimizi alıp götürüyor. Peki, o ağacın sesini gerçekten duymayı denediniz mi? Belki de hakikat o seste saklıdır!

Bitkilerle maceram başlayalı çok olmadı. İlk başladığımda Türkçe kaynak yoktu ve yabancı kitaplardan besleniyordum. Fem Güçlütürk‘ü de o dönemde keşfettim. Online ders veriyordu. Derslerinde sadece bitkileri değil, bir canlıya nasıl bakılır ve doğanın bize kattığı değerleri samimi, içinden geldiğince anlatıyordu. Üstelik sadece anlatmıyor o hayatın içindeydi de. Kitabı çıktığında da tanımadığım ama yakın hissettiğim bu güçlü kadınla sohbet etmek istedim.

“Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi” doğanın ritmini anlama ve uyum içinde yaşama rehberi aslında. Fem Güçlütürk, yeni çıkan kitabı ile okuyucuyu çeşit çeşit bitkilerinin olduğu vahasına götürüyor ve bitkilerin dilini anlatıyor ve ekliyor: “Bitki, dekor parçası değil bir canlı. Sadece görüntüyü kurtarmak, ya da gösteriş için bitki alma.”

Tanışmaktan büyük keyif aldığım, tüm sorularımın cevabını bulduğum Fem Güçlütürk sohbetimize buyurunuz.

– Bitkilerle ilgili Türkçede hiç kaynak yok derken karşıma çıktın. Yaşşa Fem! İlk olarak sormak istiyorum bitkileri evlat edinme yolculuğun nasıl başladı?

Ebru, işin gerçeği başta evlat edinmedim, çocukları cami kapısına bırakır gibi bırakıp kaçtılar. (Gülüyor.) Akmerkez’in karşısında, Etiler’de teraslı bir eve taşınacaktım. Benden önce de seramik sanatçısı Simin Hanım oturuyordu. Simin Hanım Bodrum’a yerleşiyordu ve dedi ki, “bitkilerimin hepsini sana bırakıyorum, evi almak istiyorsan bitkiler de içinde geliyor.” Ben de “tamam” dedim ve serüvenim böylelikle başlamış oldu. Evle birlikte gelenler arasında bir dolu tuhaf bitki vardı ve ömrü hayatımda hiçbirini görmemiştim. Tahmin edebileceğin gibi, ben de çok berbat bir sorumluluk duygusu var. Hiçbirini ölüme terk edemedim. Bakmak zorundaydım. Var olan bitkilere bakmayı öğrenirken zamanla yenileri de eklendi. Bunun yanına şu gider, bu bitki neymiş derken, bilimsel isimlerini de ekleyerek, mimar anne, mühendis babanın kızı olmanın verdiği alışkanlıkla bitkileri gruplandırarak excel dosyaları oluşturdum. O zamanlar tabii internet yok. A’dan Z’ye tüm kaynakları okuyup, yurt dışından kocaman kocaman kitap siparişleri veriyordum. Gümrüğe takılıyordu. Bir dolu sorun. Öyle böyle derken bir girdim bitki dünyasına daha da çıkamadım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

2 Milyar 211 Milyon Liralık Destekleme Ödemesi Bugün Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2 milyar 67 milyon...

Rizeli üretici çayını yakarak Çaykur’u protesto etti

   Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde çayını satamayan üretici Erdal Bergal, benzin...

Meteoroloji’den 17 kente yağış uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), aralarında İstanbul'un da olduğu 17...

Güneşte kurutulan sebzeler kentin yüksek tepelerinde rengarenk görüntü oluşturuyor

UNESCO'nun gastronomi alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil edilen gastronomi...