“Boşuna dil dökme, dostlarının ihtiyacı yoktur, düşmanlarınsa asla inanmayacaktır.”
Elbert Hubbard
Birleşmiş Milletler’e göre gıda fiyatları düşüyor. Dünyanın önde gelen merkez bankaları ise tam tersini söylüyor. Kime inanacağız? Avrupa Merkez Bankası’nın geçen hafta yayımladığı araştırmaya göre gıda fiyatları, manşet enflasyonun üzerinde seyrediyor. TCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan evvelden enflasyon raporunda aynı noktaya işaret etmişti: Sık karşılaşılan fiyatlar (salient prices), algılar üzerinde derin iz bırakır.
Britanya Perakendeciler Derneği benzer biçimde gıda fiyatlarının enflasyon risklerini büyüttüğünü açıkladı. İngiltere’de gıda fiyatları yıllık %4,2 artarken, gıda-dışı fiyatlar %0,1 geriledi (negatif %0,1 = deflasyon!). TCMB ise son raporunda gıdadan kaynaklanan riskler nedeniyle tahminlerini yukarı taşıdı.
Küresel endeksler ve raf gerçekliği
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda endeksi Eylül’de %0,7 düştü; yıllık artış hızı %3,4 gibi cılız bir düzeye indi. Dünya Bankası da benzer şekilde gıda fiyatlarını bu yıl gevşeme yönünde izliyor — ECB’nin bulgularının tersine.
Biz 6 Ocak 2025 tarihli “Dinle” ve 7 Nisan 2025 tarihli “Islak Islak” yazılarımızda bu ayrışmanın sebebini tartışmıştık. FAO hâlâ Soğuk Savaş’tan kalma kategori setiyle çalışıyor; “Üçüncü Dünya” ve “Afrika’daki açlık” imgesi bu zihniyetin içinde yaşıyor. Oysa COVID sonrasında küresel tüketimde bambaşka bir dalga başladı: “wellness” akımı. FAO endekslerinde yer almayan ama modern alışveriş sepetlerinin ayrılmaz parçası haline gelen yaş sebze-meyve (buna kuruyemiş ve baharat dahil) hızla öne çıktı. ABD yönetiminin “Amerika’yı Yeniden Sağlıklı Yap” (MAHA) diye andığımız sağlık politikası ve İngiltere’de “abur cubur” (junk food) promosyonlarına getirilen yasak, bu eğilimi iyice pekiştiriyor.
Türkiye’de fiyatların renkleri
TÜİK verileri Eylül’de gıdanın aylık %4,7 artış gösterdiğini, yıllık artışın %35,8’e sıçradığını ortaya koydu. Böylece manşet enflasyon (%33,3), çekirdek (%32,5) seviyesinin üstüne çıktı. Çekirdek – manşet ayrışmasını zirai don olaylarını takiben 21 Nisan tarihinde “Kabuk” başlıklı yazımızda irdelemiştik; tarımsal girdilerin Dünya çiftçisini bu yaz sıkıştıran baskısını ise geçen hafta “Jeoloji” yazımızda anlatmıştık.