İrfan Donat
Kuraklık ve yetersiz yağışlar özellikle Brezilya ve Vietnam’da kahve üretimini olumsuz etkiledi. Son bir yılda yüzde 70 yükselen fiyatlarda 47 yılın zirvesi görüldü. Artışın önemli bir kısmı tüketici fiyatlarına yansımış gibi görünse de 2025’te kahvenin tadı daha da kaçabilir.
Geçen yıl bu zamanlarda (29 Aralık 2023) Oksijen’de kaleme aldığımız yazımızın başlığı “Çikolata ve kahvenin tadı 2024’te kaçabilir” idi. Keşke yanılmış olsaydık ama paylaştığımız bilgi, veri ve uzman görüşleri maalesef bizi haklı çıkardı.
Son dönemde kahve fiyatlarındaki sert yükselişler herkesin dikkatini çekmiştir. Rekor üzerine rekor kıran kahve fiyatları 47 yılın zirvesini gördü. Her kahve satın almaya gittiğinizde artan fiyatların sebebini merak ediyor ve bu artışın daha ne kadar süreceğinin cevabını arıyorsanız doğru sayfadasınız.
Kahve tiryakilerini telaşlandırmak istemeyiz ama mevcut görünümden yola çıkarak 2025 yılında da kahve fiyatları çokça tartışılacağa ve gündemde kalacağa benziyor.
Zira kahve, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve bundan sonraki süreçte de en çok olumsuz etkilenmesi beklenen tarımsal emtianın başında geliyor. Özellikle kuraklık ve olağanüstü yağış rejimleri dünyanın en büyük kahve üreticilerinin dengesini bozdu. Önce Vietnam ardından da Brezilya’da kahve hasadı sorunlu başladı.
Vietnam’da ciddi bir kuraklık yaşanırken, ardından normalin üzerindeki şiddetli yağışlar üretimi olumsuz etkiledi. Vietnam üç yıl üst üste kahvede arz açığı yaşamaya başladı. Bu gelişmeler ışığında fiyatların yükselişe geçmesiyle birlikte gözler dünyanın en büyük kahve üreticisi konumundaki Brezilya’ya kaydı. Ancak ağustos ve eylül aylarında son 70 yılın en kötü kuraklığını yaşayan Brezilya’da ekim ayında gerçekleşen şiddetli yağışlar deyim yerindeyse kahve üretimini vurdu.
1977’den bu yana en yüksek seviye
Aslında kahve hasadı yapılırken havanın kuru olması tercih edilen bir durumdur ve hasadın ardından yağmur beklenir. Çünkü yağışlarla birlikte toprak nemlenir ve çiçeklenme başlar. Lakin bu sefer beklentinin çok üzerinde gerçekleşen sıcaklık ve yağışlar hesapları altüst etti. Hem yağışlar gecikti hem de geç gelen yağmurlar şiddetli olunca kahve üretim alanlarında tahribat yarattı. Beş yıl art arda kahve üretiminde açık veren Brezilya’nın bu sezon üretimde yüzde 25 azalma öngörüsü ile birlikte dünyada en yaygın kahve türü olarak bilinen arabica’nın fiyatı son 1 yılda yüzde 70 civarında arttı. Aynı dönemde robusta kahvedeki fiyat artışı ise yüzde 85 seviyelerinde gerçekleşti. Son beş yılda yüzde 300’ün üzerinde artan kahve fiyatları 1977’den bu yana en yüksek seviyelere çıktı. Bir başka deyişle 40 yıllık hatırı olan kahvenin fiyatı 47 yılın rekorunu kırdı.
Üretimde Brezilya ve Vietnam başrolde
“Peki, bu iki ülke kahve fiyatlarını tetikleyecek nasıl bir rol ve etkiye sahip olabilir ki?” diye düşünenler için ufak bir bilgi paylaşalım. Dünya kahve üretiminin yüzde 75’ini arabica türü oluşturuyor ve arabica’nın küresel toplam arzının yüzde 40’ını Brezilya tek başına gerçekleştiriyor.
Geriye kalan yüzde 25’lik kısım ise robusta türü kahveden oluşuyor. Ve robusta üretiminde yüzde 41’lik oranla en büyük pay Vietnam’a ait. Ardından yüzde 29’luk üretim payı ile yine Brezilya geliyor. Diğer büyük üretici ve ihracatçı ülkeleri ise Endonezya, Uganda, Hindistan, Kolombiya, Peru, Etiyopya, Meksika ve Fildişi Sahili şeklinde sıralamak mümkün.
Üretimdeki denge bu şekildeyken tüketim tercihlerini merak edenler için de şu notu düşelim. Avrupa’da İtalya ve Portekiz gibi kahvenin daha yoğun tüketildiği ülkelerde genelde robusta türü tercih edilirken espresso kahvelerde ise arabica çekirdekleri popüler. ABD’de ise genel itibarıyla arabica çekirdekleri daha popüler durumda.
Aslında yukarıda paylaştığımız üretim-tüketim dengesi ve iklim değişikliğine yönelik riskler kahvenin yakın gelecekteki fiyatlamalarına yönelik önemli sinyaller veriyor.