Bahar Akıncı: Bölüm 3: Çanakkale bağ rotası / Toprağa hayat veren 5 bin yıllık gelenek

Türkiye’nin bağ rotaları yazı dizimizde, bu hafta Çanakkale’deyiz. Çanakkale bölgesinde bağcılık MÖ 3000’lere kadar uzanıyor. Bozcaaada bağları ve bağ otelleri; Gelibolu bağları ve bağ otelleri; Gökçeada Nusretbey bağları olmak üzere üç bölümde bölgeyi mercek altına aldık.

Çanakkale’nin rüzgarla yoğrulmuş topraklarında yürürken, insanın aklına hep aynı soru geliyor: Bu asmalar ne kadar zamandır burada? Cevap, tahminlerimizin çok ötesinde… Bağcılık bu coğrafyada Tunç Çağı’na, yani MÖ 3000’lere kadar uzanıyor. Troya ve çevresinde yapılan kazılarda bulunan üzüm çekirdekleri, 5 bin yıl öncesinin izlerini taşıyor. Yalnız Troya değil; Gökçeada’nın Yenibademli Höyüğü’nde bir küp içinde bulunan üzüm çekirdekleri de aynı döneme tarihleniyor. Bugün hâlâ Gökçeada’da yetişen kadim Kalabaki asması, o günlerden bugüne köprü kuruyor. Bu yüzden Kalabaki yalnızca bir üzüm değil; Çanakkale’nin korunması gereken kültürel mirası, coğrafi tescile aday, eşsiz bir hazine.

Türkiye’nin bağ rotaları yazı dizimizde bu hafta Çanakkale’deyiz. Gelibolu, Bozcaada ve Gökçeada bağları sizi bekliyor.

Feribotun uğultusu kesildiğinde, Bozcaada Kalesi bütün ihtişamıyla karşılıyor beni. Kuzey rüzgarının taşıdığı tuz, lavanta ve kekik kokularına karışıyor. Bir yanınızda deniz, bir yanınızda bağlar…
Kuzey Ege Denizi’nde, antik çağlarda Tenedos adıyla bilinen Bozcaada, 3 bin yıllık bağcılık geleneğini bugüne taşıyor. MÖ 5. yüzyılda basılan sikkelerde üzüm salkımlarının işlenmiş olması, Homeros’un İlyada’sında ada şaraplarından bahsedilmesi, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “Ada halkı üzüm ve şaraba kadim bir gönül vermiştir” diye yazması…

Bozcaada’nın ruhu dört üzümle tanımlanıyor: Kuntra (karasakız), Karalahna, Çavuş ve Vasilaki. Çavuş, çoğu yerde sofralık olarak bilinse de, burada şarapta ne kadar rafine bir karakter sunabileceğini gösteriyor. Vasilaki, narenciye tonlarıyla ada rüzgarının tuzunu taşıyor. Kuntra’nın meyvemsi neşesi ile Karalahna’nın gövdeli yapısı ise kırmızıların belkemiği. Bugün bağlarda ayrıca Papazkarası, Gamay, Sauvignon Blanc, Semillon ve Cinsault da yetişiyor. Böylece ada şarapları hem yerel karakterini koruyor hem de dünyaya açılan bir kapı haline geliyor.

Bozcaada’da 1925’ten itibaren yerli şarap imalathaneleri görünmeye başladı. 1960-1980 arası, adanın altın çağıydı: 13 şarap imalathanesi birden faaldi. Bugün adada yalnızca 6 üretici var:

Yunatçılar (Çamlıbağ)-1925

Bozcaada’da şarap dediğimizde belleğin en derin katmanlarında hep Çamlıbağ vardır. 1925’te kurulan bu aile işletmesi, adanın en eski üreticisi. Rum Mahallesi’ndeki şarapevinde yıllanmış şişeler açılır, yalnızca üzüm değil, yılların emeği, adanın geçirdiği dönüşümler, rüzgarın ve güneşin sesi de damakta canlanır. Çamlıbağ, Bozcaada’nın “klasik yüzü”; köklere tutunan, geleneği koruyan, adanın tarihini bugüne taşıyan bir şarap aynası. camlibag.com

Ataol Şarapçılık-1927

1927’de başlayan Ataol serüveni, bugün bağların ortasında taş yapılardan kurulmuş büyük bir çiftliğe dönüşmüş. 31 odalı bağ oteli, hem şarap meraklıları hem de huzuru arayan yolcular için bir sığınak. Sabah, gün doğumunda bağların arasında yapılan yürüyüşte, çiy damlaları ayaklarınıza değiyor. Akşam olduğunda, şarapevinin terasında peynir tabakları ve ada otlarının eşlik ettiği kadehlerle gün batımı başka bir renge bürünüyor. Ataol hem bir üretici hem de şarabı hayatın merkezine koyan bir bağ köyü. ataol.com.tr.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Seyfettin GÜRSEL: Enflasyonla mücadelede soğuk duş

Eylülde ağustosa kıyasla aylık TÜFE enf­lasyonu yüzde 3,23 geldi....

Tariş Başkanı Akova, Burhaniyeli zeytin üreticileriyle bir araya geldi

Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı...

İTO Başkanı Avdagiç: Gıda enflasyonunu düşürmek, enflasyonu yenmenin ilk adımı

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, gıda fiyatlarındaki artışın genel enflasyonu...

Sinop’ta balıkçı tezgahları doldu: 150 liradan satılıyor

Sinop’ta sabahın erken saatlerinde denize açılan balıkçılar, ağlarını bol...