Zeynep Kakınç: Mutfağına sahip çıkan şehir: Kayseri

Birçok medeniyete ev sahipliği eden Kayseri’nin mutfak kültürü sadece evlerde değil restoranlarda da hakkı verilerek yaşatılmaya çalışılıyor. Şehir kültürel mirasını yarınlara taşımak için proje üstüne proje oluşturuyor.

Kayseri, dünyanın en eski şehirleri arasında yer alan 6 bin yıllık bir kültür hazinesi. En eski adıyla Mazaka, Roma devrinde Kaisareia, yani imparator şehri. Klasik çağlarda Kapadokya adı verilen yörede yer alıyor. Kızılırmak’ın güneyinde bulunan bu bölge, Tuz Gölü’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanıyor. İpek Yolu buradan geçiyor. Şehir, her çağda tüm ulusların ilgisini çekmiş ve pek çok uygarlıkların beşiği olmuş. Dört yıl aradan sonra ilk kez geçen hafta Büyükşehir Belediyesi’nin gastronomi günleri etkinliği dolayısıyla gittiğim Kayseri, bence UNESCO’ya aday şehirlerimiz arasında önemli ve iddialı bir konumda bulunuyor.

Neden mi! Bir kere şehir mutfağına sahip çıkıyor. Nesilden nesile aktarılarak bugünlere taşınan ve farklı medeniyetlere ev sahipliği eden Kayseri’nin mutfak kültürü sadece evlerde değil, her gün yenisi açılan restoranlarda da hakkı verilerek yaşatılmaya çalışılıyor. Şehir kültürel mirasını yarınlara taşımak için proje üstüne proje oluşturuyor. En önemlisi de halkın bilinçli bir şekilde bölgesine sahip çıkmak konusundaki kararlılığı. Hep bahsettiğimiz Türk gastronomisinin dünyada markalaşması, ancak her şehrin, her bölgenin kendi kültürel mirasına sahip çıkmasıyla gerçekleşecektir.

Zenginliği nereden?

Kayseri mutfağı ağırlıklı olarak unlu ve etli yemeklerden oluşuyor. Buğday, ekmek, bulgur, ev makarnası, erişte, yufka, mantı, un çorbası, kuskus, mercimek, fasulye, nohut, bakla, meyve ve sebzeler ilk akla gelenler. Bu ürünlerin geçmişi Kültepe yazıtlarından yola çıkılarak Asur ticaret kolonileri dönemine kadar uzanıyor. Meşhur Kayseri mantısının baş malzemelerinden reyhanın bu topraklardaki üretimi ve ticaret ağı da İpek Yolu’na, hatta daha da öncesindeki medeniyetlere dayanıyor. Herkesin bildiğini tahmin ettiğim bir gelenekten söz edeceğim: Bir zamanlar, gelin adayının mantıyı nasıl yaptığına bakıp eğer bir kaşığa kırk mantı sığdırırsa maharetli sayarlarmış. Yıllar önce, yemek çekimi için gittiğim şehirde bir kaşığa 100’ün üzerinde mantı sığdırıldığına bizzat şahit olmuştum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Uğur Dündar: Bal gibi zehir!..

ARENA Programı için Ankara’da bir sahte bal üreticisiyle gizli...

2024 yılı yaş çay alım fiyatı belli oldu

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılı yaş çay alım...

İdil Çimrin: Leziz çay saati

Herkese merhaba. İdilika'nın Mutfağı'nda bugün, hem son derece basit,...

İrfan Donat: İhracatı yasaklayınca gıda fiyatı düşer mi?

Türkiye’de son yıllarda sık sık gıda enflasyonu ile mücadele...