Tarım İşçiliğinde Mafyalaşma Sinyalleri

“Elci” sözcüğüne Orhan Kemal’in eserlerinde sıkça rastlardık. Adanalı ağaların tarlalarında pamuk toplayacak mevsimlik ırgatları Elci’ler toplardı. Ağa bir haber salar, elci istediği kadar ırgatı getirirdi. O zamanın düzeni öyleydi.

1936’lı yıllara gelindiğinde, önce 3003 sayılı İş Kanunu sonra İş ve İşçi Bulma Kurumu kanunu yürürlüğe girmiş, sonra da iş ve işçi bulma inhisarı 4857 sayılı  İş Kanunu ile tamamen devlete geçmiş. Belli ki genç cumhuriyet, sanayide ve tarımında iş ve işçi bulmanın önemini kavranmış, iş ve işçilikle ilgili her türlü düzenlemeyi kendisi yapmak istemiştir. Sonraki yıllarda onca kanuni düzenlemeye rağmen; özellikle geçici-mevsimlik işçilerle ilgili kurumsal alt yapıların oluşturulamaması gibi nedenlerle eski Türkiye’nin elcilik mesleği yok edilememiş, aksine güçlenmiş. Bir dernek kurarak devletin muhatabı olmuşlar. Kendi anlatımlarına göre, hiçbir yasal alt yapıları olmadığı halde, sadece Çukurova Bölgesi’nde 800 bin işçiyi kontrol edebilir hale gelmişler.

Elcilerden birisi, devletin tüm temsilcilerini, Ziraat Odası Başkanını, hangi çiftçiler tarafından kurulduğu belli olmayan Çiftçi Birliği’ni karşısına almış, esip-gürlüyor. “Mülki amirimizle, Ziraat Odası Başkanımızla, birlik başkanımızla tarımın sıkıntılarını çözmek için oturdum. Onlarla anlaştık. Günün koşullarına göre, yeni yıla kadar yevmiye ücretini 880 TL olarak belirledik. Bu karardan sonra 41 gün sonra ziraat odası başkanı 667 TL dedi. Bütün Çukurova’nın düzenini bozdu. İki gündür işe gitmiyoruz. Yarın da gitmeyeceğiz. 800 bin insanımız evde oturuyor. Bu kişisel bir mesele değildir. Bizim ekmek davamız, namus davasına dönüştü. Bizim kimseyle derdimiz yok. Bizim derdimiz insanlarımız.  Sorun sıkıntı yaşamadan, kimsenin burnu kanamadan, kimse kimseye zarar vermeden işimizi yapmak istiyoruz. Çukurova bölgesi Türkiye’nin kalbidir. Tarım sektörü ise Türkiye’nin en önemli sorunudur. Adana ve Mersin Valilerimiz, işverenler, ihracatçılar bu sorunun çözümüne yönelik gayret göstermelidir.” diyor.

Böyle bir üslup ve “kendine hak görme” durumu inanılır gibi değildir.

Elciler Derneği kurmuş birisinin, devletin tüm mülki amirlerini karşısına alarak, onlara karşı nutuk attığı, nerede görülmüştür? Kendisi; “Tarım’ın sorunlarını çözmek için buradayım” diyor. “Ziraat Odası Başkanı anlaşmayı bozdu, hatta Çukurova’nın düzenini bozdu”, diyor. “800 bin işçiyi evinde oturtuyorum” diyor. “Ekmek davamız namus davamızdır” diyor. Yetmiyor aba altından sopa göstererek; “Kimseye zarar vermek, kimsenin burnunu kanatmak istemiyoruz.” diyor. Daha da ileri gidiyor Adana, Mersin valilerine talimat yağdırıyor. “Çözün bu meseleyi!” diyor ama hiç kimsenin aklına “Sen kimsin? Hangi sıfat ile karşımıza geçerek bu konuşmayı yapabiliyorsun?” demek gelmiyor.

Oysa, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 90.md.sine göre; iş arayanların elverişli oldukları işlere yerleştirilmeleri ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık görevi, Türkiye İş ve İşçi Bulma Kurumu tarafından yerine getirilir.

4857 Sayılı Kanun’da, 06.05.2016 tarih ve 6715/1 sayılı Kanun’la getirilen bir düzenleme ile Mevsimlik Tarım İşi “geçici iş” sayıldığı gibi; geçici iş ilişkisi kurulmasının şartlarını aynı kanun ile belirler. Özel İstihdam Büroları’nın kuruluş şartları ise yine aynı mevzuat çerçevesinde düzenlenir. Kanunun bu düzenlemesinden anlaşılması gereken, İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun iş bulmakta tek yetkili olduğu, kanunun 7.maddesi ile belirlenen iş kolları için Özel İstihdam Büroları kuruluşuna izin verilebildiğidir. Mevsimlik tarım işçiliği de “geçici iş” kapsamında olup kuruluşuna izin verilen Özel İstihdam Büroları’nca mevsimlik tarım işçisi temin edilmesi gerekir. Bu kurumlar dışında hiç kimse, işçi temin edemediği gibi, işçi çalıştırılmasına aracılık edemez.

İş Kanunu’nun açık düzenlemesine rağmen; devlet bürokrasisi, ziraat odaları esip-yağıp-gürleyen birisini nasıl muhatap almış, tehditlerine nasıl göz yummuş? Hangi yetkisine istinaden kendisi ile ücret pazarlığı yapmış? Ücret belirlenirken, bu kararlar alınırken, üreticinin görüşlerini almak da kimsenin aklına gelmemiş, anlamak mümkün değildir.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Growtech Antalya Tarım Fuarı Açıldı

Bu yıl 22'ncisi düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı, yerli...

Mandalina ihracatında Ekim bereketi

Yaş meyve sebze ürünlerinin ihracat şampiyonu mandalina Sonbahar ve kış...

Tarımda üretici fiyatlarında aylık artış ekimde yüzde 4 oldu

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE), ekimde bir...

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı belli oldu

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR), Kasım 2025’e ilişkin...