Müge Akgün: Uzun bir aradan sonra Kaş

2000’li yılların başı olmalı, arkadaşlarımızla çocuklu aile tatillerinden biri sırasında İstanbul’dan çıkarak zorlu ve uzun bir yolculuktan sonra Antalya üzerinden Kaş’a gelmiştik. Kaş dendiğinde hâlâ o ilk seyahatimizi, virajlı dar yollarda kıvrıla, kıvrıla giderken araba tutmuş bitap halimi ve vardığımızda ‘oh nihayet’ dediğimi hatırlarım…

Bu kez tüm riskleri bertaraf ederek Dalaman’a uçtuk, ardından iki buçuk saat kadar süren, koyların, muhteşem panoramanın tadını çıkardığımız, yılın en sıcak günü de olsa keyifli bir yolculukla Kaş’a vardık.
Kaş, Antalya’nın en zor ulaşılan ilçesi ama sanırım biraz da bu sayede betonlaşmadan daha az nasibini almış. Geçmişe oranla yüksek inşaatların sayısını artmış bulsam da diğer Akdeniz kentleri ve kasabalarıyla hatta Ege kıyılarıyla karşılaştırdığımda bana çok daha iyi durumda gibi geldi.
Zaten Antik dönemden bu yana birçok uygarlığın hüküm sürdüğü, tarihi kalıntılarla iç içe bir bölgeye yakışan, doğal güzelliğini bozmayan, yüzyıllar içinde oluşmuş geleneksel mimariye uygun anlayışta ve yükseklikte inşaatlar yapmak. Pansiyonların, butik otellerin olduğu küçük ölçekli turizmi desteklemek, kitle turizminden kaçınmak. Tabii bir de her türlü sebze ve meyve yetişmesi, verimli bir bölge olması nedeniyle gastronomi kültürünü geliştirmek. Yerelden beslenen, bölge mutfağını ve malzemeyi ön plana çıkaran bir anlayışla tasarlanmış restoranların sayısını arttırmak.
İnsan tekneyle 30 dakika süren yolculuk sonrası Yunanistan’ın kendine en uzak Türkiye’ye en yakın adasına gidince bunu çok daha iyi anlıyor…

MEİS’E YARIM GÜNLÜK KAÇAMAK

Yunanistan’ın en küçük, ana karasına en uzak ve Türkiye’ye en yakın adası Meis’e bugüne dek hiç gitmemiştim. Radisson Otel Grubu Bölge Pazarlama ve İletişim Müdürü Yeşim Doğukan ‘hadi gidelim’ deyince yarım saat içinde kendimizi resmi adı Megisti, yerel halkın Kastelorizo dediği Meis adasında bulduk. Kaş’a sadece 2.1 kilometre mesafedeki adanın büyük kısmı kayalık olduğu için yerleşim çanak şeklindeki limanın etrafına toplanmış.

Uzun bir aradan  sonra Kaş
Tekne ile kısacık yolculuktan sonra limana yaklaşırken karşıma çıkan tablo karşısında hayranlık ve hayıflanma duyguları arasında gidip gelirken ağzımdan çıkan ilk sözcük ‘neden’ oldu. Yüzyıllarca bir arada yaşamış aynı kültürü paylaşmışız, neden bir Akdeniz kentine, adasına uygun mimariyi onlar korur ve sürdürürken Kaş’a limana girdiğimizde bizi böyle estetik ve kimlikli mimari ve uyumlu renkli evler karşılamıyor diye düşündüm.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Meteoroloji’den 15 il için sarı kodlu uyarı: Gök gürültülü sağanak bekleniyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 3 Mayıs hava durumu raporunu paylaştı....

ESK’dan skandal açıklama!

ESK’dan hijyen mevzuatına aykırı ithal et satışıyla ilgili skandal...

“Buğday, piyasa dinamiği açısından sirküle olmalı”

Yaklaşan buğday hasadı öncesi Türkiye ve dünya piyasasını değerlendiren...

AB coğrafi işaretli Milas yağlı zeytini hakkında merak edilenler

Zeytinyağı ve yağlı zeytin ile AB’nin iki ürününü tanıdığı...