15 Mayıs Cuma günü 2025 yılı yaş çay alım kampanyası başlayacak. Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özsoy’a göre çayın maliyeti 29 TL, 2025 yılı yaş çay fiyatı yüzde 20 karlılıkla 35 TL olmalı.” Özsoy’a göre “işçilik çayın maliyetinin yüzde 42’sini oluşturuyor.” Vaktiyle kentlere uygar olmaya giden Karadenizliler şimdilerde emekli oldu, köyüne dönüp çayını hasat ediyor.
2024’de desteklerle beraber 19 TL olan çayın fiyatı için öngörüm, “24.50’nin altına düşmez 26 TL’nin üstünü görmez.” Ufukta seçim yok, yıllık enflasyon yüzde 44’den 38’lere düştü. Çay diğer tarım ürünleri arasında bakımı en kolay, yılda minimum üç hasat yapılıyor. Toplamda birkaç ay çalışarak pek çok tarım ürününden fazla kar elde edilebiliyor. Çayın fiyatına dönemsel olarak pozitif ayrımcılık yapılsa da lobisi zayıf. Doğu Karadeniz’i bugüne taşıyan çay ve ÇAYKUR bölgenin gözbebeği, çay ekonomisi/kültürü bölgenin gelişmişliğini motive eden yegâne tarım ürünü.
2024’de yüzde 54’ünü ÇAYKUR’un yüzde 46’sını özel sektörün işlediği 1 milyon 438 bin ton olan çay üretiminin bu yıl, iklim kaynaklı verim kayıplarından ötürü 1 milyon 350 bin ton olması öngörülüyor. 80 yaşındaki çay tarlaları yaşlanıyor, verim düşüyor.
Organik çay üreticisine kazandırmıyor
Organik çay ilk üretilmeye başlandığında fiyatı normal çayın iki katı olarak açıklanıyordu. Organik gübrenin kullanımı verimi artınca, hedeflenenden daha fazla üretilmesi nedeniyle fiyatının düşük açıklandığı yönünde tartışmalar devam ediyor. Verimi de fiyatı da düşük, üreten için sürdürülebilir değil.
İşçi fiyatları giderek artıyor, Gürcülerin ağırlıklı olduğu tarım işçilerinin yerini göçmenler aldı. Köyde sürekli yaşayanlar işçilik fiyatını yükseltiyor, çayın “alım yerlerine” transferi çaydan daha pahalı.
Çayın fiyatı beğenilmese de memleket sevdasından olsa gerek çok fazla ses çıkarılmıyor, maliyet hesabı çok bilinmeyenli denklem. Çay üreticisinin yüzde 70’inden fazlası ÇAYKUR veya başka bir işte çalışıyor, kışın kentlerde yaşıyor, çoğu ek gelir veya hobi olarak yapıyor. Doğu Karadeniz’de zaten çok az olan çay arazisi köye göçlerle beraber daha da azaldı, üreticinin geliri giderek düşüyor. Yeni çay tarlası yapmak mümkün değil. Geçtiğimiz yıllarda atalarımızın diktiği ağaçların büyümesiyle yüzlerce yıldır köylünün malı olan araziler Orman arazisi oldu. Şimdiden miras kavgaları başladı, ekilebilecek tek karış toprak yok.
Rekolte’m, dünyada ilk kez uygulanan bir modelle üretici ve tüketiciyi aynı platformda buluşturup isteyen herkese kendi çay rekoltesine sahip olma fırsatı sunuyor. Küçük üreticilerin gelirini artırabilecek dünyada eşi benzeri olmayan bir “agroturizm” örneği aynı zamanda bölgenin kültürel miras, coğrafi güzellik ve çay ritüelini de tanıtıyor. Tayvan “eğlence çiftlikleri” dünyanın en keyifli çay ritüellerini,” Grenada “ Kakao tarlaları – baharat çiftliklerindeki ekim ve hasat ritüellerini” pazarlayarak, aile çiftçilerinin gelirini yükseltiyor. ABD’de pandemide agroturizm faaliyetleri yüzde 300 arttı, küçük çiftçilerin geliri yükseldi. Tarım Orman Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat’ın 7 Ocak’ta paylaştığı “Benim Çayım Projesi” küçük üreticiler tarafından heyecanla bekleniyor.