Giyim sektörüne denim kumaş tedarik eden Maritaş Denim, rejeneratif tarım projesinde 2’nci pamuk hasadını yaptı. Pamuktan önce mercimek ekerek, toprağa azot kazandıran proje ile gelecekte mercimek ithalatının da tamamen önüne geçilebileceği öngörülüyor.
Tarım sektörü, iklim değişikliğine karşı mücadelede rol oynama açısından kritik öneme sahip. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılı verilerine göre toplam sera gazı emisyonları açısından yapılan değerlendirmeler sonucunda tarım sektörü, yüzde 12.8 oran ile enerjiden sonra en fazla emisyon salınan ikinci sektör konumunda. Bu şu demek; tarım iklim değişikliği ile mücadelede kritik önem taşıyor.
Dünyada tarımsal amaçlı su kullanımı, toplam sektörel su kullanımlarının yaklaşık yüzde 70’inden, Avrupa’da yüzde 25’inden, Afrika ve Asya’da ise yüzde 81’inden sorumlu. Eldeki son verilere göre de bu oran ülkemizde yüzde 77. Yani Türkiye tarımsal sulama için yılda 45.05 milyar metreküp su harcıyor. Bu miktarlar sektörün sürdürülebilirlik alanında daha çok su kullanımıyla gündeme gelmesine neden olsa da aslında asıl mesele toprakta bitiyor. Çünkü toprak sağlıklı olursa, doğru işlemler uygulanırsa, hem su tutma kapasitesi hem de verim artıyor. İşte bu noktada onarıcı tarım olarak da bildiğimiz rejeneratif tarım devreye giriyor.
Toprak artık daha sağlıklı
Rejeneratif tarım, geleneksel tarım uygulamaların aksine, toprağı daha sağlıklı kılarak, topraktaki organik madde içeriğinin artmasına, su tutma kapasitesinin yükselmesine yardımcı oluyor. Verimliliği ve biyoçeşitliliği de artıran bu yöntemle geçtiğimiz yıl ilk hasadını yapan Maritaş Denim, bu yöntemle Harran Ovası’nın pamuğunu 2’nci kez hasat etti. Şirket, pamuktan önce mercimeği ekti ve toprağa azot kazandırarak, yeniledi.