Eylülde ağustosa kıyasla aylık TÜFE enflasyonu yüzde 3,23 geldi. Son bir yılda aylık enflasyon oranları mevsimsel etkiye bağlı Ocak 2025’i hariç tutarsak yüzde 3’ün altına zaman zamanda yüzde 2’nin altına inmişti. Yıllık enflasyon ise Mayıs 2024’te yüzde 75,4 ile zirve yaptıktan sonra sistematik olarak düşmeye başlamış ve ağustos ayında yüzde 32,9’a inmişti. Zirveden bugüne geçen 16 ayda yıllık enflasyon ilk kez artarak yüzde 33,3 oldu. Aradaki fark çok düşük olabilir ama inişten çıkışa geçişin neden olacağı olumsuzluklar küçümsenemez.
TCMB “enflasyonda esas eğilimin düşüş yönünde” olduğunu ısrarla belirterek iyimser tahminlerde bulunuyordu. Açıkçası bu iyimserliğe, en azından kısa vadede, ben de katılmıştım. Temmuz başında yayınlanan “Enflasyonda belirgin yavaşlama” başlıklı yazımda yüzde 1,5 civarında gelen Mayıs ve Haziran enflasyonlarına bakıp “önümüzdeki 10 ay aylık ortalama enflasyon yüzde 1,8 civarında olsa Nisan 2026 sonunda yıllık enflasyon yüzde 25 civarına düşer” tahmininde bulunmuştum. Sonrası meçhuldü çünkü dezenflasyonun arzulanan hızda devam etmesi için aylık enflasyonun yüzde 1’in altına inmesi gerekiyordu. Bunun nasıl başarılacağı, en azından benim için meçhuldü.
Eylül enflasyonunun anatomisi
Enflasyonun yüzde 3’ün üzerine çıkacağı benim hesabımda olmadığı gibi TCMB’nin de hesabında olmadığını tahmin ediyorum. Yüzde 3,23 gerçekten soğuk duş etkisi yaptı. Bu duş bir defalık tatsızlık olabilir. Ama böyle bir teşhis hangi inandırıcı argümanlarla savunulabilir? En azından bu yazıda 12 harcama kaleminde fiyat artışı ve yüksek ağırlık ile öne çıkanlara yakından bakabiliriz.
Eylülde en yüksek artış yüzde 17,9 ile eğitimde görüldü. Her eylülde bu kalemde yüksek artışlar olur. Ama tüketici sepeti içinde payı yüzde 2,7’den ibaret olduğundan enflasyona katkısı düşüktür. Eylülde 0.48 yüzde puan. Önümüzdeki aylarda eğitim kaleminde yüksek artışlar olmayacaktır. Sepet içinde yüzde 15 gibi nispeten yüksek paya sahip Konut ve Ulaştırmada fiyat artışı yüzde 2,7 ve 2,8 olup bu iki kalemin enflasyon katkısı 0.44’tür.
Konutta kiranın egemenliğinde fiyat artışını büyük ölçüde yasal olarak 12 aylık ortalama enflasyon belirlediğinden konut fiyat artışı dezenflasyona paralel olarak her ay yavaş yavaş azalıyordu. Ekim başında yüzde 38’di. Yıllık enflasyon oranı durgunlaştığı takdirde yasal kira artışı da durgunlaşacaktır. Ama esas endişelenilmesi gereken kalem gıdadır. Eylülde yüzde 3,23’lük enflasyona en yüksek katkı tüketici sepeti içinde yüzde 25 gibi yüksek bir ağırlığa sahip gıda ve alkolsüz içecekler kaleminden geldi. Aylık artış yüzde 4,62, katkısı da 1,11 yüzde puan oldu.
Yüzde 3,23’lük TÜFE artışının üçte biri gıdadaki fiyat artışlarının eseri. Bu kalemde yüksek artışlar devam eder mi? Geçen haftaki “Tarım girdi fiyatlarında yükseliş” başlıklı yazımda tarım girdi enflasyonun uzun bir azalışın ardından yeniden artışa geçtiğini yazmıştım. Rakamlar bunun başlıca sorumlusunun gübre fiyatları olduğunu gösteriyor. Tarım ürünlerinde yüksek maliyete sahip gübrelerde fiyat artışları dizginlenmez ise tarım üretim fiyatlarında yüksek artışlar bunun soncunda da gıda fiyatlarında yüksek artışlar kaçınılmaz olacaktır.