Zeynep Kakınç: Denizden gelen miras: Lüfer

İstanbul’un simge balığıdır lüfer. “Lüfer Devri” adlı belgeselde denildiği gibi İstanbul’un ta kendisi! Yüzyıllardır İstanbul sofralarının baş tacı ve şehrin kültürel mirasının önemli parçası.

Denizden gelen miras: Lüfer

Şubat, Boğaziçi ile Marmara Denizi’nin balıkçılık açısından en heyecan verici aylarındandır. Lüfer ve kalkanın tam tadını çıkaracağımız zaman diyeceğim ama önemli not düşmeden edemeyeceğim: Özellikle lüferi bulabilirseniz tabii! Keşke tek konumuz, bu iki özel balığın nasıl pişirilirse daha lezzetli olacağını tartışmak olsaydı. O bolluk zamanlarını, balıkların tezgâhlardan taştığı dönemleri özlememek mümkün değil. Balıklarımızın geleceğinin tehdit altında olduğunu unutmayalım, elimizdekinin de kıymetini bilelim.

İBB Medya AŞ tarafından hayata geçirilen “Lüfer Devri” belgeselinde, Levon Bağış’ın anlattığı gibi lüfer yalnızca bir besin kaynağı değil, aynı zamanda İstanbul’un ta kendisi. Lüferin peşine düşen ekipte Levon Bağış’ın yanı sıra Serço Ekşiyan, Dr. Mert Gökalp, Oktay Kırış, Burçak Kazdal, Kaan Kayhan ve Nurullah Çakır yer alıyor. Belgesel üzerine yaptığımız sohbette, lüferle ilgili herkesin kendine ait bir hikâyesi olduğunu söyleyen Levon Bağış, lüferin asi karakterinden, avlanma ritüellerinden, sanata ve edebiyata yansımasından, ustaların hazırladığı nefis tariflerden; günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan popülasyonunun korunması ve avlanma kriterlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğine kadar uzanan geniş bir perspektifi izleyiciyle buluşturduklarını belirtiyor. Bağış’ın söylediği gibi şehrin yenisi ya da eskisi olun fark etmiyor, en önemlisi İstanbul’a ve o çok kıymetli değerlerine sahip çıkmak.

Denizden gelen miras: Lüfer

1982’deki lüfer bolluğu

Belgeselde, lüferin adının ne zaman İstanbul’la anılmaya başladığı, renkli anılarıyla beraber, günümüzdeki durumu da tartışmaya açılıyor. Öne çıkan konulardan biri de balığın avlanma büyüklüğü. Deniz Biyoloğu Dr. Mert Gökalp, “Avustralya’da balıkta 35 santimetrenin altına av yasağı konulmuş, Amerika’da da öyle” diyor ve devam ediyor: “Biz ne yapıyoruz, 23 santim diyoruz, 19 santim diyoruz. Kasada yüzde 15 fire diyoruz. Bir bakıyorsun pazarlarda 11-13 santimlik defnelere kalıyoruz.” Oktay Kırış’tan 1982’deki lüfer bolluğunu öğreniyoruz. Lüferin neredeyse bedava olduğu yıllarda Bulgar gemilerine dökme olarak verildiği dönemler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

ÜNVER: “ÇİFTÇİNİN ÖDENMEYEN 2024 DESTEKLERİ PUL OLDU!”

https://youtu.be/TBnOAeQC_84?feature=shared CHP Parti Meclisi Üyesi ve Karaman Milletvekili Av. İsmail...

TMO’dan faiz açıklaması: 3-6 aylık banka kredilerine 14,5 milyar TL faiz ödendi!

TMO, Tarımdan Haber’in ‘Toprak Mahsulleri Ofisinde patlak veren faiz...

Konya’da skandal: Kebap ve köfteden domuz eti çıktı

Köfteci Yusuf'ta domuz eti tespit edilmesiyle Türkiye'nin gündemine oturan...

Rekabet Kurumu’ndan BİM’e 1 milyar 300 milyon TL ceza

Rekabet Kurumu, yerinde incelemenin engellendiği gerekçesiyle BİM’e yaklaşık 1,3...