Yüksel Baysal: Köy Enstitülerine gazeteci bakışı!

0
264

Köy Enstitüleriyle ilgili o dönemi yaşayan çok önemli bir gazetecinin gözlemlerini aktarmadan önce, sizi 1890’lı yılların Bursa’sına götürmek istiyorum.

Kolera salgını nedeniyle bir hekim heyetiyle birlikte Bursa’ya gelen Dr. Şerafeddin Mağmumi kentin tümüne ilişkin önemli gözlemlerde bulunur.

Özellikle eğitimle ilgili şunları yazar:

Bursa köylerinin ikinci göze çarpan konusu da ‘eğitimsizlik’leridir. Hiçbirinde ‘okul’ denmeye layık bir bina görünmez. Evet ama köylerde ad olarak ‘Fey-i Hamidi, Avn-i Hamidi, Nur-u Hamidi vb.’ adlarından biriyle adlandırılmış okullar vardır. Ama yerini sormayınız. Ya ahır gibi karanlık bir dam ya da çoğunlukla mescidin bitişiğindeki teneşirhane (ölülerin yıkandığı yer), bir yanda tabut gibi duruyor. Bir köşede ve toprak üstünde üç beş çocuk ‘namaz surelerini’ öğreniyorlardı. Hele ‘Muallim’ (öğretmen)lerin çoğu ad(ları)nı yazamıyorlardı. Birkaçına köylerinin sağlık durumu konusunda ilmühaber yazdırmak gerekli oldu, orada bir Arapça tamlama olan ‘Şerafeddin’ (Şerafettin) adı ‘Şerfettin’ olarak yazdılar. Halbuki Hıristiyan köylerine giderken mutlaka bir iki katlı bir bina uzaktan göze çarpar. Sormaya gerek yok. Mutlaka okuldur. İçerde muntazam sıralı dershaneler, duvarlarında haritalar, şekiller asılı. Öğretmenlerin çoğu idadi okullarındaki bilimleri bile öğretme gücünde kişilerdi.”

(Bir Osmanlı Doktorunun Anıları, Dr. Şerafeddin Mağmumi, günümüz diline çeviren Cahit Kayra, Büke Yayınları, 1. Basım Şubat 2001, sayfa 90-91)

ekran-goruntusu-2023-04-17-234434.png

****

Bu uzun alıntıyı şunun için yaptım, Atatürk Türkiye’si böylesine kötü bir miras devraldı.

Alfabenin ne kadar zor öğrenildiğine de dikkat eder misiniz?

Doğru cumhuriyet devrimler birer birer yaşama geçirilirken eğitim alındaki adımlarda biraz geç kalındı.

1937 yılında başladı büyük eğitim hamlesi…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz