Araştırmacılar, değerli 2 amino asidi içeren bir mikroalgi (bir mikroorganizma türü) üretebilecek bir yöntem geliştirdi. Peki bu gelişme neden önemli?
Pilot olarak geliştirilen bir fotobiyoreaktörde Galdieria sulphuraria üretimi. Görsel: Wageningen University & Research
Amino asitler, proteinlerin yapı taşıdır. 22 farklı amino asit, farklı kombinasyonlarda bir araya gelerek farklı proteinleri oluşturur. Bir proteinin hangi amino asitleri içerdiği, elde edildiği kaynağa göre değişir.
Hayvansal proteinlerin besin değerinin daha yüksek kabul edilmesinin sebebi, bitkisel proteinlerde bulunmayan bazı özel amino asitleri içermesidir. Günümüzde maliyet ve çevresel ayak izinin daha yüksek olması sebebiyle, hayvansal besin tüketiminin azaltılması gerekliliği konuşuluyor. Ancak bitkisel protein kaynaklarının aynı besleyicilikte olmadığına yönelik görüşler, bu dönüşüme karşı çıkıyor.
Sistein ve metiyonin adlı 2 amino asit, hayvansal olmayan kaynaklardan elde edilen proteinlerde, nadiren yüksek seviyede bulunuyor. İşte yeni çalışmanın önemi de tam burada.
Geliştirilen yöntem ile üretilmesi hedeflenen mikroalg türü, bu 2 amino asidi içeriyor. Bu yöntem sayesinde elde edilecek protein, hayvansal proteine yakın besleyicilikte olabilecek.
Mikroalg projesi ile ne amaçlanıyor?
Çalışma, Avrupa tarafından finanse edilen Horizon 2020 araştırma projesi ProFuture kapsamında yapıldı.
2019 yılında başlatılan ve dört yıllık bir süre boyunca devam eden proje, mikroalg üretimini artırmayı, bunun yanında pazarı hem gıda hem de yem ürünlerinde mikroalg proteinlerine yer verme bağlamında hazırlamayı hedefliyor.
İspanya’daki Tarımsal Gıda Araştırma ve Teknolojisi Enstitüsü (IRTA) tarafından koordine edilen ProFuture çalıması, mikroalglerin artan dünya nüfusu için sürdürülebilir ve besleyici protein sağlamaya yardımcı olmak için en umut verici adaylar arasında olduğu görüşünde.
Araştırma grubunda arasında Wageningen Üniversitesi & Araştırma, Ghent Üniversitesi, Coop Group, AlgoSource ve EUFIC’den (Avrupa Gıda Bilgi Konseyi) temsilciler yer alıyor.
Yüksek protein içeriğine sahip mikroalg nereden geliyor?
Proje kapsamında Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi’nden araştırmacılar, alternatif bir protein kaynağı olarak ‘büyük potansiyele’ sahip bir mikroalg türü üretmenin bir yolunu geliştirdi.
Araştırmacılar, İtalya’nın Napoli yakınlarındaki sıcak su kaplıcalarında doğal olarak bulunan Galdieria sulphuraria türü mikroalgi keşfetti. Ekstremofil (aşırı koşullarda yaşayan) olarak sınıflandırılan bu mikroalg mavi bir pigmente sahip. Aşırı koşullarda (çok yüksek sıcaklıkta) yaşayabildiği için gelecekte kullanılabilecek dayanıklı bir protein kaynağı olduğu düşünüldü.
ProFuture araştırma grubu, bu canlı türün potansiyel bir besin kaynağı olarak ilk kez incelendiğini, aynı zamanda G. sulphuraria’nın ilk kez geniş ölçekte üretildiğini ifade ediyor.
Yapılan çalışmalarda bu canlının %62-65 aralığında protein içeriğine sahip olduğu belirlendi. Bu oran, protein içeriği %30-70 arasında değişen, alg ve mantar türü diğer mikroorganizmalara göre göre nispeten yüksek.
Ayrıca, G. sulphuraria tüm esansiyel (vücutta üretilmeyen ve besin yoluyla alınması gereken) amino asitleri içeren, “iyi” bir amino asit bileşimine sahip. Bu mikroalgin içerdiği proteinler, hayvansal olmayan kaynaklarda nadiren bu denli yüksek bulunan sistein ve metiyonun amino asitlerince de zengin.