Uğur Gürses: Tüpe girmeyen macun: Enflasyon

Başlıktaki benzetmeyi Almanya Merkez Bankası Bundesbank’ın efsane başkanlarından Karl Otto Pöhl yapmıştı. Türkiye’de tüp 2021’de öyle bir sıkıldı ki, şu anda yaşadığımız süreç tam da bu benzetmeyle uyuşuyor.

Eylül enflasyonu yüzde 3.2 ile beklenenden oldukça yüksek geldi. Yıl sonunda muhtemel kapanış, Merkez Bankası’nın tahmin bandının üst çıtası olan yüzde 29’un üzerinde olacak. Merkez Bankası da kuvvetle muhtemel ki faiz indirimlerini bu aydan başlayarak ya bir süre durduracak ya da indirim ölçeğini oldukça küçültecek.

Bakan Mehmet Şimşek yüksek gelen eylül enflasyonunu zirai don ve kuraklığa bağladı. Açıklanan arındırılmış verilere göre gıda alt gruplarında fiyat artış ivmesi hız artırarak yüzde 28-30’luk kulvardan yüzde 40’lı artışa atlamış. Ancak temel mallarda yüzde 15’lik ivme korunurken, hizmet fiyatlarında hafif düşüş olsa da yüzde 35’lik ivme korunuyor. Bu ivme göstergeleri ‘araç hızı’ diye düşünülürse 2026 sonunda yüzde 16’da durması için bugün oldukça hızlı.

Bu arızi zıplama dışında, Bakan Şimşek’in bildiği ama telaffuz edemediği çok temel etken; geçmişten gelen sorunlar ile geçmişte ‘halı altına süpürülen’ ama bugünlerde etkileri belirgin biçimde ortaya çıkan enkazın varlığı. Bunlar para politikasının da yanıt verebileceği sorunlar değil. Her şeyin üzerinden silindir gibi geçen enflasyon yangınını Merkez Bankası’nın söndürmesini beklemek zaten iyimserlikti.

2018 sonrasında izlenen ve adım adım mayın gibi döşenen politikalar hayatın her alanında enflasyonu körükleyen kıvılcımlar taşıyordu. 2021 Eylül’ünde faiz indirimleriyle enflasyon yangına dönüştü. Yangına eşlik eden unsurlar arasında, açık ya da ‘masa altı’ yollarla fiyat kontrolleri uygulaması vardı. Üreticiler telefonla aranıp fiyatları tutmaları istendi. Eğitimde okullara zam sınırı kondu. Kira artışlarına yüzde 25’lik sınır getirildi. Görünüşte ve kayıt üstünde fiyat artışı sınırlı kalırken, fatura sonraya ertelenmiş oluyordu.
2023 ortasında ekonomi yönetimine Mehmet Şimşek’in atanması ve bu politikaların tersine çevrilmesini izledik. “Rasyonel” diye tanımlanan politikalara geçildi. Bunun ana politika aracı da faizler oldu. Bugün de hala en başköşedeki araç bu. Sıkı para politikası Merkez Bankası’nda işini ciddiye alan bir ekipçe uygulanıyor. Ama yetmiyor. Ne yazık ki yanlışı doğruya çevirmek, yanlışın etki ve hasarını kısa sürede ortadan kaldırmıyor. Son 5 yılda sarsılan güven de buna eşlik ediyor.

Enflasyon konusunda en çarpıcı sözü Alman Merkez Bankası Bundesbank’ın eski başkanlarından Karl Otto Pöhl söylemişti: “Enflasyon diş macununa benzer. Bir kez tüpten çıktığında geri sokmak imkansızdır. Bu yüzden tüpü çok sıkmamak en iyi yoldur”. ‘Tüp’ 2021’de öyle bir ‘sıkıldı’ ki daha önce tanık olmadığımız biçimde çok kısa sürede enflasyonda patlama oldu.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Growtech Antalya Tarım Fuarı Açıldı

Bu yıl 22'ncisi düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı, yerli...

Mandalina ihracatında Ekim bereketi

Yaş meyve sebze ürünlerinin ihracat şampiyonu mandalina Sonbahar ve kış...

Tarımda üretici fiyatlarında aylık artış ekimde yüzde 4 oldu

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE), ekimde bir...

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı belli oldu

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR), Kasım 2025’e ilişkin...