Yıllardır gıda terörüyle mücadele eden ve bu konuda uzmanlaşmış biri olarak şunu net olarak biliyorum:
Gözünü para hırsı bürümüş bazı vicdansızlar, hileli gıda üretiminde, gerekirse kanserojen tekstil boyası bile kullanmaktan çekinmezler!
Bunun en somut örneğini zeytinleri bir an önce karartıp piyasaya sürmek isteyen vicdansızlar sergilemişlerdi. ARENA kameraları gıda teröristlerini zeytin havuzlarına paslı demir ve tekstil boyası atarken görüntülemişlerdi.
★★★
İstanbul’daki gözü kara hilebazlar ise toz karabiber üretmek yerine, ince kıyım talaşa soba borularında biriken kurumları ve tekstil boyalarını karıştırırken ARENA kameralarına yakalanmışlardı.
★★★
Gıdalar pahalandıkça, maalesef hileler de artıyor.
Son olarak kırmızı etten üretilen gıda çeşitlerini daha kırmızı yapmak ve çaya renk vermek amacıyla “hibiscus extract” yani “hatmi çiçeği özü” adı altında tekstil boyası karıştırıldığını öğrendim.
Ancak burada durum farklı. Hemen belirteyim; satıcı ve üreticilerin büyük çoğunluğu bu boyanın doğal yolla bitki özünden elde edildiğini zannederek kullanıyor. Zira bu, tanıtımla ve resmi izinle satılıyor.
Gıda aroması üreticisi, kimya yüksek mühendisi bir okurum, gönderdiği mektupta “tekstil boyası” tespitini nasıl yaptıklarını ve sonuca ulaşıncaya kadar ne tür zorluklarla karşılaştıklarını yazmış.
Birlikte okuyalım:

