Tarımda söz sahibi olan kentlerden Adana’nın verimli toprakları betonlaşmaya teslim edilirken, su sıkıntısı ve tarımsal ilaçlamadaki problemler üreticinin belini büküyor.
Cumhuriyet döneminde ülkenin kalkınması için büyük katkı sağlayan illerden olan Adana’da, artık bu konumunda olamamaktan yakınılıyor. 1990’lı yıllarda yükselen trend, 2000’li yıllar itibarıyla yerini geriye doğru ilerlemeye başlamış.
Nüfusun en yüksek olduğu yedinci kent olan Adana’nın, önceki yıllarda üçüncü sırada yer aldığı ekonomik büyüme bakımdan il sıralamasındaki konumu giderek alt sıralara düşmüş. Ekonomik büyüklük bakımdan 10’uncu sırada yer alıyor.
Tarımın tasfiye edilmesiyle verimli topraklar yerini betonlaşmaya bırakmış. Tarımda söz sahibi olan kentlerden biri olan Adana’da pamuk, yerini darı, buğday ve soyaya bırakmış. Yaz aylarında hissedilen sıcaklığın 50 dereceyi bulduğu kentte her gün tarlada, bahçede çalışan üreticiler emeğinin karşılığını alamamaktan şikayetçi.
Fakat her şeye rağmen üretim yapmak isteyen çiftçinin karşısındaki en büyük sorun ise su olarak ortaya çıkıyor. Kuraklık nedeniyle sulama maliyetlerindeki artış üreticinin belini büküyor.
Basınçlı kapalı sulama projelerinin bir an önce hayat geçirilmesi bekleniyor. Adana Ticaret Borsası’na göre Çukurova için 75 milyar TL’lik yatırım gerekiyor.
Başka bir sorun ise narenciye ve kabuklu sert çekirdekli meyveler ile ilgili ilaçlama konusunda yaşanıyor. Son dönemde sık sık gündeme gelen pestisit konusu, narenciye ihracatında önemli bir yere sahip olan kentte önemli yer tutuyor. Bunun için faydalı böcek üretim merkezi ile zirai tarım ilacından kurtulunacağı düşünülüyor.
Bu konuda Ticaret Borsası’nın girişimlerinin olduğu belirtilirken yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, “Tarımın en önemli merkezi, topraktan daha fazla verim almak, suyu iyi kullanmak istiyoruz. Kullanılan kimyasallar hem toprağa hem suya hem de havaya karıştığı için zehirliyor. Önüne geçmemiz lazım” diyor.