Türkiye’de büyük-küçük birçok kişinin severek tükettiği aperatif yiyecek çiğ köfte, ithal girdilerle erişilmez hale geldi. Biberi İran, marulu Mısır, yağı Ukrayna ve bulguru da Rusya’dan ithal edilen çiğ köftenin dürümü ise 250 lirayı buldu.
Türkiye’de 7’den 70’e birçok vatandaşın tükettiği aperitif yiyeceklerden biri olan çiğ köfte, bütçe dostu bir seçenek olma özelliğini kaybetti. Artık çiğ marulu, biberi, bulguru, yağı ithal olan çiğ köftenin fiyatı arttı.
Tarımda artan dışa bağımlılık ve ithal girdi maliyetleri yanında yüksek enflasyon, işçilik ücretlerindeki artış, akaryakıt, enerji ve nakliye ücretlerindeki yüksek zamlar pek çok üründe ithalatı daha cazip hale getirirken, milli yiyeceklerimizden çiğ köfte bile ithal girdilerle erişilmez hale geldi.
Dürümü 250 TL’ye yükselen etsiz çiğ köftenin biberi İran’dan, yanındaki marulu Nil nehri kıyılarında yetiştirilerek Mısır’dan geliyor. Ayçiçek yağı sıfır gümrükle Ukrayna, Bosna Hersek, Tunus’un yanı sıra Makedonya’dan ithal ediliyor. Çiğ köftenin bulguru da ağırlıkla Rusya’dan ithal edilip Türkiye’de işlenen buğdaydan üretiliyor.
Şanlıurfa’nın isotu, Antep’in, Maraş’ın, Adıyaman’ın acı biberi yerine acılı çiğ köftenin pul biberi, acı biberi yine İran’dan ithal. Etli çiğ köftede ithal et nedeniyle porsiyonlar küçülürken fiyatlar zamlanıyor.
Kilosu 500-600 liraya ulaşan dana kıymayla etli çiğ köftenin 250 gramlık porsiyonu 300-350 TL arasında satılıyor. Yine İran, Mısır Ukrayna’dan gelen biber, marul, soğan, ayçiçek yağının yanı sıra ana girdi olan et ithal.