Seksenli yılları yaşamamışlar için, çay üreticisinin sorunları boyutuna ilişkin küçük bir anımsatma. Hem çay alım fiyatlarının çok düşük tutulması hem de yaş çay alımı politikaları çarpıklıkları ile 12 Eylül sonrası yaşananlar sonrası, çay üreticileri hiç bu kadar ağır koşullarla yüzleşmemişlerdi. Üstüne üstlük hemşerilik hukuku içinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdikleri siyasal desteğin, sevginin sınırsızlığı ortada.
Seslerini duyurmak üzere, sokağa çıkmış, mikrofonlar önündeki söylemlerinde, ne kadar çaresiz durumda kaldıklarını göstermek üzere çaylarını fabrika önlerinde yerlere dökerken saygılı, sitem diliyle seslenişlerindeki burukluk dikkat çekici. Ülkemizin çay üreticiliğine ilişkin toplumsal sorunlarının, özellikle de kadın emek sömürüsü, kirli vurgunlar, halkımıza radyasyonlu çay içirme suçları da içinde, Cumhuriyet’te yayımlanmış yazı dizileriyle paylaşmış olmanın ukalalığını da içine katmış olarak, cunta yönetiminde bile yaşatılanların da daha ağırı bir sorunlar yumağına terk edildiklerini söyleyebilirim.
***
Dünkü gazetemizin 4. sayfasında arkadaşımız Şeyda Öztürk’ün “Madenden zafer çıktı” haberini okumuş olabilmenizi dilerim. Çorum’daki Alpagut Linyit Kömür Ocağı’nda çalışan işçiler Aralık 2023 tarihinden geçerli olmak üzere DİSK Dev Maden-Sen sendikasına üye olurlar. Sendikanın bakanlıktan sözleşme yapma belgesini Şubat 2024 üzerinden almasının sonrasında işveren Hacettepe Üniversitesi’nden alınmış bir belge üzerinden, üretimin riskli olduğu gerekçesi ile altı aylık ücretsiz işten çıkarma kararı verir.
10 Mayıs’tan 9 Kasım 1924 tarihine kadar geçerli olacak bu ücretsiz işten çıkarma kararına karşı işçiler işyerinde direnişe geçerler. Ücretsiz işten çıkarılmış işçiler üç gün öncesinin gecesinde de direnişlerini madenin içine taşımayı başarırlar. Direnen, ücretsiz çıkarılmış işçilere işverenlikçe yapılmış, başka işyerlerine sendikasız taşınmaları önerileri de sonuç vermemiştir. Maden ocağının altında süren 24 saatlik eylemin ardından ancak sendika ile işveren arasında anlaşma sağlanır.