Sonat Bahar: Sahnede ve toprakta üretenler

0
450

Sahnede, dizilerde, beyazperdede gördüğünüz hayran olduğunuz bazı isimlerin bu renkli ortamın dışında ikinci hayatları var. Toprakla, bahçeyle, bağla meşguller. Kimi traktör tepesinde, kimi gübreleme yaparken, kimi ise hayvanlarını beslerken daha mutlu.

Şehir hayatından sıkılan ünlülerin büyük bölümü, deniz kenarında sakin bir hayat sürüyor. Oysa bazı isimler var ki onlar, şehir bunaltsa da üretim halinde olmayı hep sürdürüyor. Sadece sanatta üretmekle yetinmeyen isimler onlar. Toprakla haşır neşir olan, tarım yoluyla üretimi sürdüren, zeytine, cevize, bahçeye, kuşa gönül vermiş isimler. Mehtap Bayri mesela. Zeytin ağaçlarından ürettiği zeytinyağı ile ödül almış bir oyuncu o. Ekranların en yakışıklı isimlerinden Burak Hakkı ceviz ağaçlarıyla bire bir ilgileniyor. İbrahim Çelikkol organik tarım yapıyor. Üstelik bu isimler traktörün tepesinde, ağacın gölgesinde yani işin bire bir içindeler.

MEHTAP BAYRİ / Oyuncu

Sanattan kazanıp Bir çiçeğin büyümesini izlemek muhteşem toprağa yatırıyorum
Kendimi bildim bileli doğa aşığıyım. Çok seviyorum. İstanbul’da da yaşarken müstakil evde de olsam, apartmanda da olsam mutlaka bir şeyler ekerdim. Muğla benim için çok özel bir kent. Kendimi oraya ait hissediyorum. Zeytin ağacına aşığım. Dolayısıyla oraya dizi nedeniyle gittiğimde tarımla daha doğrusu zeytincilikle uğraşmaya başladım. Bu konuda kendimi geliştirmek için eğitimler katıldım, uzmanlarla görüştüm, bilgi topladım.
Gider gitmez kendimi ait hissettiğim şehirle bağımın daha da artması için bir zeytinlik aldım. En büyük hayalim bir çiftçi olmaktı. Bu hayalimi de hep babamla paylaşıyordum. Maalesef babamın ömrü vefa etmedi ama ben bu hayalimi ödüllerle taçlandırıp, her seferinde onu yad ediyorum. Toprakla uğraşmak başka bir his veriyor insana. Kendimi daha iyi hissediyorum.

Ayrı ayrı tarlalarım var, buraya ata ağaçlar diktim. Köydekiler en başta, “Neden yaptın, tutmayacak” dediler. Hepsi tuttu. Çünkü tam ağaçlarımla tek tek ilgilendim. Özellikle Memecik zeytininin aromasını çok seviyorum, onu diktim ve böylelikle başladım. Umarım daha büyüteceğim, geliştireceğim. Sanattan kazandığımı, toprağa yatırıyorum, tarıma yatırıyorum.
Gelecek için, çocuklarımız için üretmek gerekiyor. Tüketim halinden çıkıp, üretim kafasına geçmemiz gerekiyor.

Markam çıkmadan önce hedefim, kaliteli zeytinyağı üretmekti. Kaliteli zeytinyağı nasıl üretilir, neler yapmak gerekir, kimlerle temas kurmalıyım, hep bunlarla uğraştım. Eğitimler aldım, hasat nasıl yapılır, zeytin ağaçları ile nasıl ilgilenmem gerekir öğrendim. Temel amacım yurtdışında Muğla’yı ve ülkemi temsil etmekti. Markamı çıkarmadan önce kalitesinden emin olduğum yağlarımı, danışmanlara gönderdim, uzmanlara tattırdım. Atilla Totoş hocamız çok kıymetlidir bu konuda, ömrünü adamıştır zeytinyağı konusuna. Müthiş bir yağ çıkmış dediler, onların da yönlendirmesiyle Fransa Paris’ten bir ödül aldık. Ve katılan yarışmacılar içinde bizim yağımız dokuzuncu sırada yer aldı. Hollanda’dan altın ödül aldı yağımız. Ülkemizde de Muğla’da Premium ödüle layık görüldü yağımız. Zeytin dostu derneğinden de altınla ödüllendirildik. Bu madalyalar beni şevklendirdi, daha fazla ne yapabiliriz diye düşünmeye başladım. Çok emek gerekiyor. Bana yardım eden kişilerin zeytinden, tarımdan anlaması gerekiyor. Bu sene de yağlarımı Japonya’ya ve Hollanda’ya gönderdim. Japonya’dan altın aldı, Hollanda sonuçlarını bekliyoruz. Ama ödül aldığıma dair mail geldi. Şimdi emeğimi, inancımı, gücümü daha iyi ne yapabilirim diye harcayacağım.
Bunu henüz ticari bir faaliyete dönüştürmedim. Ama arkadaşlarım sağolsunlar, “Sen artık ticarete atılıyorsun” dediler. Ticaret başka bir şey, sanki bana göre değil. Ama bu ürünü insanlarla buluşturmam gerekiyor. Web sitemiz açılacak önce. Bu zamana kadar hep hediye ettim etrafımdaki tanıdıklarıma, dostlarıma. Şifa olsun, bereket olsun istedim. Herkesin hayatına bir şekilde değmek istedim. Ama şimdi bunun ticaretini yapabilecek anlayışa geldim. Çünkü ben bu lezzetin dışında başka bir zeytinyağı kullanamıyorum, insanların da bunu deneyimlemesini istiyorum.

BURAK HAKKI / Oyuncu

Bir çiçeğin büyümesini izlemek muhteşem
Annem ve rahmetli babamın Gelibolu Güneyli’de Saros köfrezinde yazlıkları vardı. 2008 yılında orada bir tarla aldım. Oraya ağaçlar diktim, bir şeyler yapma fikri ortaya çıktı. Alırken de ceviz ekeceğim demiştim. Annem ve babam da çok uğraştı. Şu anda 900’e yakın ceviz ağacım, 50’ye yakın meyve ağacı, tavuklar, her tür sebze meyve var.
Ben işin içindeyim, belli dönemlerde gübre atmak, sulama sistemini kurmak gerekiyor. Bakmanız, beslemeniz, ilgilenmeniz gerekiyor. Çok fazla çiftçi arkadaş var, bu işe merakı olup da başka işle meşgul olan, toprağı kendi halinde bırakan çok kişi var. Onların bahçeleri verimli olamıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz