Enflasyon kelimesine herkes aşinadır. Shrinkflasyon (firmaların artan belirli ürünleri miktar olarak azaltması) da son dönemde sıkça duyduğumuz bir terim. Peki, Sıcakflasyon’u (İng. Heatflation) duymuş muydunuz?
Sitemizde bu ifadeye daha önce değinmiştik. Ancak iklim değişikliği bağlamında artan önemi bağlamında, tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Gıda endüstrisi, artan enerji fiyatlarından jeopolitik huzursuzlukların tedarik ithalatı üzerindeki etkisine kadar bir dizi zorlukla karşı karşıya. Ancak en büyük zorluk şüphesiz iklim değişikliği. İklim değişikliğinin kendisi de gıda endüstrisini çeşitli şekillerde etkiliyor, bunlardan biri de sıcakflasyon.
Sıcakflasyon nedir?
İklim değişikliği ve neticesindeki sıcak hava, aşırı iklim olayları, tarımsal faaliyetleri doğrudan etkiliyor. Bunun sonucunda ise üretim olumsuz etkileniyor, kimi zaman ciddi ürün kayıpları söz konusu oluyor ve üretim, yani ürün arzı düşüyor.
Tarım ürünlerindeki doğrudan zararın sebebi sıcaklık olmasa da, yukarıda bahsettiğimiz 40 C üzerindeki aşırı sıcaklıkların gıda üretimi üzerinde kalıcı etkisi oluyor. Sıcak hava nedeniyle ihtiyaca, beklentiye ve yapılan üretim faaliyetlerine göre daha az ürün hasat edilmesi ise gıda fiyatlarında bir artışa, yani enflasyona yol açıyor.
Gündemde geniş yer bulan bu konu yabancı basında sık sık heat-flation (T. Sıcak-flasyon) olarak anılıyor.
Dünya genelinde yaşanan aşırı hava olayları yer fıstığı, kakao ve kahve de dahil olmak üzere bir dizi ürünü etkiliyor. Bazı ürün yetiştirme bölgeleri aşırı yağışların etkilerinden olumsuz etkilenirken, diğer ürün yetiştirme bölgeleri aşırı yüksek sıcaklıklar ve kuraklığın etkilerinden olumsuz etkileniyor.
Aşırı yüksek sıcaklıklar ve kuraklığın mahsullere verdiği zarar, bu mahsullerin piyasadaki fiyatlarının artmasına yol açtı. Bu fiyat artışı ‘ısı enflasyonu’ (Sıcakflasyon) olarak adlandırılmaya başlandı. İklim değişikliği aşırı hava olaylarının sıklığını ve gıda arzı üzerindeki etkisini arttırdıkça bu terim de hızla halk diline girecek gibi görünüyor.
Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) göre, sıcak enflasyonu “özellikle dünyadaki en savunmasız insanlar için gıda güvenliğine yönelik büyük bir tehdit”.
Aşırı sıcaklıklar ve kuraklık gıda güvenliğini nasıl etkiliyor?
Aşırı sıcaklık ve kuraklık ürünlere çeşitli şekillerde zarar verebilir. Aşırı sıcaklar bitkilerde strese neden olarak onları zararlılara ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir. Ayrıca mahsullerin kalitesini de etkileyerek ürünleri daha az besleyici ve bozulmaya daha açık hale getirebilir.
Kuraklık bitkilerde su stresine neden olur ve bu da mahsulün bozulmasına yol açabilir. 2023’te Avrupa’nın büyük bölümünde yaşanan kuraklık, mahsul veriminde önemli bir düşüşe yol açtı. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) rakamları mısır veriminin %25, büyük ölçüde hayvan yemi olarak kullanılan soya fasulyesi üretiminin ise %10 düştüğünü gösteriyor.
Bazı ülkeler diğerlerinden daha kötü durumdayken, İtalya 70 yıldır yaşadığı en kötü kuraklığın ardından buğday ve pirinç veriminde %30’luk bir düşüş yaşadı. Ancak zor durumda olanlar sadece Avrupalı gıda üreticileri değil. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, mahsulleri etkileyen kuraklık ve aşırı yüksek sıcaklıklar yaşadı.
Aşırı sıcaklıklar ve kuraklık gıda fiyatlarını nasıl etkiliyor?
Artan küresel nüfusla birlikte gıda talebi de artmaya devam ettiğinden, küresel gıda güvenliği üzerindeki bu baskı kaçınılmaz olarak gıda fiyatlarında bir artışa veya ısı enflasyonuna yol açıyor. Zeytinyağı ve şeker gibi emtiaların fiyatlarında son aylarda ve yıllarda, yetiştirme bölgelerindeki yüksek sıcaklıklar ve kuraklık koşullarıyla doğrudan bağlantılı olarak gözle görülür bir artış yaşandı.
Ayrıca, BM Dünya Meteoroloji Örgütü ve Avrupa Birliği’nin iklim ajansı Copernicus tarafından hazırlanan ortak bir raporda, Avrupa’nın gezegendeki en hızlı ısınan kıtası olduğu ve sıcaklıkların küresel ortalamanın yaklaşık iki katı arttığı belirtildi.
Benzer şekilde, şeker maliyetindeki sıcaklık artışı da doğrudan Avrupa’daki kuraklığa bağlanabilir. AB dünyanın önde gelen şeker pancarı üreticisi. Yıllık üretimin yaklaşık %50’sini üretmektedir, bu nedenle yaşanan sorunlar küresel arzı da etkiliyor.
Brezilya gibi büyük üretici ülkelerdeki şeker kamışı üretimi de aşırı hava koşullarından etkilenerek fiyatları yükseltti. Şiddetli bir kuraklıkla karşı karşıya olan Tayland gibi ülkelerdeki yetersiz üretim oranlarına ilişkin endişelerin ardından şekerin küresel maliyeti 2011’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Benzer şekilde Hindistan’da da şeker fiyatları Eylül 2023’te iki hafta içinde %3’ten fazla artarak son altı yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu durum, ülkenin önemli yetiştirme bölgelerinde yağışların düşük olduğu bir dönemi takip etti ve önümüzdeki yetiştirme sezonu için ciddi üretim endişelerine yol açtı.
Gelecekte gıda güvencesini korumak için ne yapılabilir?
Aşırı yüksek sıcaklıklar ve kuraklık gıda üretimini olumsuz etkilemeye devam ederken, daha dirençli gıda sistemleri oluşturmak ve gelecekteki gıda güvenliğini korumak için önlemler alınması gerektiği giderek daha belirgin hale geliyor. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) bu durumu göz önünde bulundurarak, ülkelerin sıcak hava dalgasının etkilerini azaltmak ve bununla mücadele etmek için izleyebilecekleri bir dizi yolu ayrıntılı olarak açıkladı. Bu adımlar şu şekilde sıralandı:
- Kuraklığa dayanıklı ürünler ve sulama sistemleri gibi daha dirençli tarım uygulamalarına yatırım yapmak.
- Birkaç temel ürüne bağımlı kalmamak için gıda üretimini çeşitlendirmek.
- Ürettiğimiz gıdadan en iyi şekilde yararlanabilmemiz için gıda israfının azaltılması.
- Çiftçiler ve gıda bankaları için sübvansiyonlar gibi gıda güvenliğini teşvik eden politikaları desteklemek.
www.gidahatti.com/haber/20163733/sicakflasyon-nedir-gida-endustrisini-nasil-etkiliyor?