Orhan Veli; “İstanbul’un orta yeri sinema / Garipliğin mahzunluğum söylemeyin anama” diyordu. Eskiden şehrin orta yerine dikilen taşta “burası şehrin ortasıdır” yazardı. Suriçi’nin orta yeri Şehzadebaşı’ydı ve karagöz-hacivat dâhil tüm sinema, tiyatro eğlenceleri burada yapılırdı.
Cumartesi günü İstanbul’un orta yeri olmasa da, havalimanı dibindeki Ağaçlı köyünde bir festivale katıldım. İlginç olan bu festivalin mandaya dair olmasıydı. Bildiğimiz manda… İKSV düzenledi, CLIMAVORE X Jameel at Royal College of Art ise sponsorluğunu üstlendi ve çok iyi yaptılar.
TARİHİ GIDA MİRASINI KORUMAK
Tarihi gıda mirasını korumak adına bu etkinliğin destekçisi olan CLIMAVORE x Jameel at RCA’nın ‘’Water Buffalo Commons ‘’projesinin bir parçası… Festival’in amacı; İstanbul’daki hem mandaların hem de çobanların varlığını, kalıcılığını korumak adına kentleşmenin verdiği zarara dikkat çekmek…
Doğa yürüyüşleri, müzik dinletileri, çocuk atölyelerinin yanı sıra manda sütünden yapılmış ürünlerle tadım etkinliklerinin yapıldığı 3. Manda Festivali; manda yetiştiricilerini, çobanları, müzisyenleri, çevrecileri, sanatçıları, biyologları, peynir üreticilerini ve her yaştan İstanbulluyu bir araya getirdi.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Mandaya dair…
Manda hayvancılığı bitiyor mu?
Bitmiyor ama tehdit altında… Çiftçi TV’de Anadolu Sevdası programcısı Birsen Kıvanç; “en fazla manda, İstanbul’da” diyor. Anadolu ise hızla manda işinden çıkıyor; “bu hayvancı, buna kız vermeyin… Manda besleyene kız verilmez” anlayışı yaygın. Oysa mozerella, “siyah altın”dan yapılıyor.
Manda hayvancılığı ekonomik mi?
Evet, ancak sulak alan gerektiriyor. Sütünü üreticiden litresi 60 liradan alıyor, markette 100 liraya satıyorlar. Kamu desteği var fakat fazla bilinmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ekrem İmamoğlu başkanlığında 7 ilçede manda yetiştiriciliğini özendirmek için bu hafta toplanacak, çözüm aranacak.