Yaşamı anlamaya başladığım yıllar, ülkemizin çok partili sisteme geçiş yıllarıydı.
Siyaset erbabı, köy meydanlarında, iktidara geldiklerinde tarım ve hayvancılık alanında neler yapacaklarını anlatırdı; geçimini topraktan sağlayan insanlar da sevinçle elleri patlayıncaya kadar alkış tutardı.
Yaşım sekseni aştı; ömrümün son demlerine geldiğim halde, ne tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunlarımız bitti, ne zihnimizi tırmalayan soruları yok edebildik.
Tarım ve hayvancılık işletmelerinin dönüştürülmesi ve gelişmelere uyum sağlamaları her zaman benim de zihnimi kurcaladı. Zaman zaman düşündüklerimi yazılarla da paylaştım.
Tarım ve hayvancılık konusunda düşündüğüm ve “kendi hakikatlerime” dönüştürdüğüm iki düzine konun bir listesini yaptım. Listeyi sizlerle de paylaşarak, açık yürekle ve alabildiğine sorgulamanızı bekliyorum:
1- Topraklarımız elimizin menzilindeki en değerli varlığımızdır; bu varlığı etkin ve verimli değerlendirmenin yol ve yöntemini bulmadan, başka kaynakları da gerektiği gibi değerlendiremeyiz.
2- Topraklar toplumun malıdır; tapu toprakları işleme hakkının belgesidir. Toprak mülkiyeti ve işlenmesi arasındaki etkileşimi, çağımızın gerçeklerine uygun hale getirmek için sorgulamalıyız.
3- Dinamik bir envanterle topraklarımızla ilgili net bilgi oluşturmalı ve çoğaltmalıyız; eldeki verilerin net bilgiye dönüştürülmesine özel ve öncelikli gündemle yoğunlaşmalıyız.
4- Toprakların özelliklerini belirleyen analizleri tamamlayarak, toprak-bitki etkileşiminin potansiyellerini saptamalı, projen ve fizibilite odaklı çalışma aşamasına hızla geçmeliyiz.
5- Teknolojik gelişme ile tarımsal işletme ölçeklendirmesi arasındaki dengeyi kurabilmek için sahada ayrıntılı gözlemleri ve analizleri tamamlamalıyız.
6- Dünya genelinde ve ülkemiz özelinde nüfus oluşumlarının toprak işlemeye etkilerini geniş kapsamıyla değerlendirilmeli; nelerin yapılabileceği, nelerin yapılamayacağını netleştirmeliyiz.
7- Toprak- teknoloji, toprak- kırsal nüfus, toprak-ürün geliştirmeleri gibi bağlamları dikkate alan “tarımsal işletme ölçeklendirilmelerini” yerel ölçeklere yaygınlaştırmalıyız.