Ruhat Mengi: İstanbul’un suyu bitti bunun suçlusu iklim değil!

0
437

İstanbul’da günde 3 milyon metreküp suyun verildiğini belirten Kadıoğlu, “Barajlara yağışlarla giren su miktarı bunun çok al-tında. İstanbul’un kendi suyu zaten bitmiş durumda, dışarıdan taşınan suyla bu değirmen döndürülüyor. Her şeyi yanlış ya-pıp, önlemleri almayıp ‘iklim değişti’ deniyor” diye konuştu.

Prof. Mikdat Kadıoğlu; 1984’te İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1987’de master ve 191’de doktorasını ABD’nin Columbia Üniversitesi’nden almış, Afet Yönetimi konusunda ABD’de FEMA, Japonya’da JICA ve İngiltere’nin Bournemouth Üniversitesi’nde eğitimlere katılmıştır. TMMOB Mteoroloji Mühendisleri Odası Marmara Bölge Temsilcisi, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı üyesidir. Halen İstanbul Teknik Üniversitesi Jeolojİ Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Televizyon programları ve köşe yazarlığı yapmıştır. Afet Affetmez, Deprem Affetmez, Meteoroloji, Havadan Sudan Doğru Bilinen Yanlışlar isimli kitapları vardır.

Sevgili okurlar, Türkiye’nin tarihindeki en önemli seçimlerden birine çok az bir zaman kaldı ve aynı sırada bitmez tükenmez ağır sorunlarımız da devam ediyor. Ben bugün bütün bu sorunlar kadar önemli ama yine “yaklaşıyor” denilen yeni depremler gibi ülkeyi yöneten iktidar tarafından ve biz vatandaşlar tarafından da yeterince önemsenmeyen bir başka konuya dikkat çekeceğim; Türkiye’nin birçok ilini tehdit eden bir büyük tehlike, suyumuz bitiyor, yakında İstanbul’da ve birçok bölgede içecek, yüzümüzü yıkayacak su bulamayabiliriz. 22’inci yüzyıldayız, bir çare üretilir demeyin, depremlerin üzerinden 2 aya yakın zaman geçti, depremzedelere su yetiştirilebildi mi, hayır. Ve suyun bitmesi demek tarımın, hayvancılığın, yaşamamız için gerekli ürünlerin de bitmesi demektir, Bugün, durumun ciddiyetini bize anlatabilecek en uzman bilim insanlarımızdan biriyle; İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü, Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Sayın Mikdat Kadıoğlu’yla konuştum.

SUYUN BİTTİĞİ SÖYLENMİYOR

■ İstanbul’da barajlardaki suyun bitmesi, diğer illerimizde de barajların doluluk oranının azalması, bazı göllerimizin bile kuruyor olması sorunu çok ciddi. Geçen yıl bu zamanlarda İstanbul barajlarında doluluk oranı yüzde 85’e yakınken şu anda yüzde 30-35’lere düşmüş durumda. İnsanlar yeterince uyarılmıyor, dikkatsiz su tüketimine devam ediliyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

Seçimin de getirdiği bir şey var, yağışlar normalin çok altında olmasına rağmen suda hiçbir kısıtlama yok ve dediğiniz gibi insanlar uyarılmıyor ve her şey normal gibi, umutsuzluk veya negatif bir durum yönetime eksi bir puan olurmuş gibi kuraklığın k’sından bahsedilmiyor. Belediyeler de suyu hoyratça kullanıyor. Sanki hiç su sorunu yokmuş gibi çimleri bol suyla sulama, meydanları arazözlerle yıkama, belediye araçlarını yıkama gibi işler aynen devam ediyor, halk da uyarılmıyor. Ben seçim atmosferiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Yönetim ve belediyeler seçim öncesi insanlara olumsuz bir hava vermek, kısıtlamak istemiyor.

 20 MİLYONA YETECEK SU YOK!

■ 20 milyonluk bir şehirde seçimden önce bitebilir, 3 ay da dayanmayabilir.

Normal şartlarda bir senelik kuraklığı atlatabiliyorsunuz. İstanbul’un özelliği, bütün Marmara ve Batı Karadeniz’deki suları topluyor. Bir ahtapot gibi kollarını her tarafa yaymış bütün suları alıyor. Günde 3 milyon metreküp su veriyor İstanbul ama baraja yağışlarla giren su miktarı bunun çok altında. İstanbul öyle bir şehir oldu ki, bu nüfusa ne suyu yetiyor ne toprağı ne yolları ne havası. İstanbul bölgeyi kurutuyor. Yani İstanbul’un kendi suyu zaten bitmiş durumda, dışarıdan taşınan suyla bu değirmen döndürülüyor. İstanbul’da suya talep o kadar yüksek ki onu karşılayacak bir su zaten yok. İstanbul’un su havzaları 5-6 milyonluk nüfusu belki besleyebilir, 20 milyonu beslemek için İstanbul, Bulgaristan sınırından Melen’e kadar olan suları topluyor. Bir de üstüne yağmur yağmadı daha da önemlisi kar yağmadı.  Su yılının başı 1 Ekim’dir. Nasıl 1 Ocak mali yılbaşıysa ve öncesinde bütçe yapılırsa, 1 Ekim öncesi de su bütçesi yapılması lazım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz