Prof. Dr. Çisil Sohodol: Yerel ürünleri korumalı ve desteklemeliyiz

Yaşadığımız coğrafya, iklimi, verimli toprakları, denizleri ile müthiş bir bio-çeşitliliğe sahip olma şansı veriyor. Bu şans, tarım ve hayvancılık gibi sektörlerde lokal bölgelere özgü ve kendine has özellikleri olan yüzlerce farklı ürüne dolayısıyla da müthiş bir gastronomik zenginlik ve mutfak kültürüne sahip olmamızı da sağlıyor.

Ama gelin görün ki bu zenginliğin farkında olmak, kendi has ürünleri korumak, tanıtmak ve mutfak kültürünün içine yerleştirerek üreticilerine, gastronomi sektörüne ve dolayısıyla ülke ekonomisine bir katkı sağlamak konusunda karnemiz zayıf. Söz konusu işleri başarabilmek için atılması gereken çok fazla adım var elbette ama sanırım bunların en önemlilerinden bir tanesi “coğrafi işaretleme” yoluyla o ürünün değerini ortaya koymak.

Temel olarak benzerlerinden farklılaşmış ve bu farkı kaynaklandığı yöreye borçlu olan binlerce yöresel ürünümüz var. Ancak bu yerel ürünleri, ekonomik değere kavuşturarak katma değerini arttıracak, o ürüne duyulan güveni arttıracak, üretim süreçlerinin olması gereken standartlarda devamlılığını sağlamaya yardımcı olacak ve ürünlere yönelik talep ile birlikte “gastronomi turizmini” geliştirecek “coğrafi işaretleme” konusunda da gitmemiz gereken uzun bir yolumuz var. Yapılan çalışmalar coğrafi tescil alabilecek yöresel ve geleneksel ürün sayısının 3000 ’e yakın olduğunu ortaya koyuyor. Fakat, AB’den coğrafi işaretleme tescili almayı başardığımız ürün sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Malatya Kayısısı, Taşköprü Sarımsağı gibi ürünlerde bunu başardık ama değerini ortaya koyup üreticiden ülkeye katkı yaratabilecek diğer ürünler için de ilgili tüm paydaşların çaba harcaması gerekiyor. Bu anlamda, özel sektör kuruluşlarının da bu topraklardaki yöreye özgü ürünlerin hak ettiği değeri bulması için elini taşın altına koyması da büyük bir ihtiyaç diye düşünüyorum.

Coğrafi işaretler, Yerelin İzinde Projesi ve Metro Türkiye’nin çabaları

Metro Türkiye, konu ile ilgili elini taşın altına koyan çalışmaları nedeniyle hep takibimdeydi. Tedarikçilerinin yüzde 99’unun yerli tedarikçilerden oluşması bile zaten başlı başına kıymetliydi. Ancak, 2012 yılında başladıkları “Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi” ile Türk mutfağına değer katan yerel ürünlerin korunması, geliştirilmesi, bilinirliğinin artması ve coğrafi işaretli ürünlerin tescil edilmesinden ihracatına ve restoran menülerine dâhil edilmesine kadar tüm süreçleri destekledikleri projeleri, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik açısından ayrı bir öneme sahip.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Necla Dalan: Şırnak’ta 150 yıllık bağın üzümü ‘dayanışma’ şarabına dönüştü

Doğu Anadolu, şarabın anavatanı olarak biliniyor. Bölgede bağcılık ve...

İdil Çimrin: Ev yapımı cips keyfi

Herkese merhaba. İdilika'nın Mutfağı'nda bugün, son dönemlerin hızla yükselen...

Pamuk üreticisi hayal kırıklığına uğradı: Açıklanan fiyat kurtarmaz

Merakla beklenen pamuk alım fiyatları, üreticide hayal kırıklığı yarattı....

AB ülkeleri biyokapasiteyi aştı! Sebep büyük oranda gıda sistemi

Gıda sistemleri, dünyaya ve çevreye verilen zararın önemli bir...