Prof. Dr. Aykut Gül: Tarımsal üretimde yapay zekâ ile gelen fırsatlar

Yapay zekâ, her gün yeni gelişmelerle gündem olmaya devam ediyor. Dahası gündemi kendisi de oluşturmaya başladı. Bu iyi bir şey mi? Tartışılmalı… Belki de korkulmalı…

Yapay zekâ, insanlık adına büyük tehditleri içeriyor. Ancak bu yazıda, yapay zekânın tarımsal açıdan sunabileceği fırsatlara odaklanacağız. Fazla teknik detaylara girmeden, kısa kısa yapay zekânın gelecekte gıda yeterliliğine nasıl katkı verebileceğine dair kısa öngörülerde bulunmaya çalışacağız.

İnsanlık için önemli bir sıçrama fırsatı

İnsanlık tarihinde, neredeyse düz seyreden gelişim çizgilerinin, yazının icadı, sanayileşme ve nihayet dijitalleşme ile büyük sıçramalar gösterdiğine, verimlilikte ve üretimde geometrik artışların olduğuna şahit olduk.

Yapay zekânın her alanda yaygın kullanımı ile çok daha büyük bir sıçrama bizi bekliyor. Tarımın stratejik önemi, dünyamızın yaşadığı son krizlerle çok daha artmış, insanın beslenme ihtiyacının her türlü zenginliğin üzerinde olduğu fark edilmiştir.

Günümüzde aç olan bir milyara yakın insanın var olduğu sistemde, sorunun kaynağı, adil olmayan dünya düzeni, israf ve kaynakların etkin kullanılmamasıdır. Adil bir düzen konusunda yapay zekânın katkısının ne şekilde olacağına girmeyeceğiz. Asıl konumuz olan tarım, çevre, gıda ve sürdürülebilirlik çerçevesinde yapay zekâ neleri değiştirebilir sorusuna cevap bulmaya çalışacağız.

Yapay zekâ açlığa çözüm olabilir

Yapay zekânın tarımda kullanımına dair yüzlerce araştırma sonucuna bu köşede yer verme imkânımız elbette ki yok. Ancak sadece iki gün önce gazetemizdeki bir haberde, Kopenhag Üniversitesi araştırmacılarının, yapay zekâ tabanlı izleme ve robotik teknolojileri kullanarak 2030 yılına kadar verimi etkilemeden pestisit kullanımını yüzde 50 azaltmanın yollarını arayacakları bilgisi yer alıyor.

Yapay zekânın tarımsal üretimde büyük bir patlama yapması bekleniyor. Bir yandan kaynaklar daha etkin kullanılırken, diğer yandan üretim çıktıları artacak. Kaynak kullanım etkinliği demek üretim maliyetlerinin azalması demek.

Özellikle enerji maliyetlerinin düşeceği öngörülebilir. Üretimin artması ise arzın artması ve sonuçta ürün fiyatlarının gerilemesi anlamına geliyor. Öte yandan, pazarlamada dağıtım organizasyonunun etkinliğinin artması da pazarlama giderlerini azaltacak, aracı sayısını ve üretimden tüketicinin sofrasına kadarki aşamalarda meydana gelen ürün kayıplarını en aza indirecek, böylelikle tüketici daha kaliteli ürünü uygun fiyata alabilecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...

Ömer Fethi Gürer: Et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçi Hasan Erdal'ın...

Murat Ülker “Gıda verimi dünyada yaklaşık yüzde 21 azaldı”

Türkiye Gıda Sanayii İşve­renleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademi­si’nin...