Prof. Dr. Ahmet Çınar: Bioteknolojinin Tarımda Kullanımı

Bugün sizlere 21. asrın tarımında çok önemli alan olan biyoteknolojiyi sade bir dille saçıklamaya çalışacağım. Asra kimlik veren iki ana konudan biri biyoteknolojidir. Diğeri ise yazılım teknolojilerdiri. Bu iki konu canlıyı konu alan tıp ve tarım başta olmak üzere tüm biyolojik kökenli meslekle için geçerlidir.
BİYOTEKNOLOJİNİN TARIMDA KULLANIMI
Geçen asır süresince tarımda inanılmaz gelişmeler yaşandı. En son geldiğimiz nokta hibrit tohumların tarımsal üretimin emrine sunulması olmuştur. Bu genetik materyal yeşil devrimin büyük bir başarı oldu. Ancak 1990 yılında genetiği değiştirilmiş ürünleri bitkisel üretime sokulması ile tarımsal üretim yeni bir çağa doğru evrilmeye başladı. Yeşil devrim esnasında tarımsal üretimde kullanılan genetik materyale müdahaleler hücre ve moleküler düzeyde olmaya başladı. İnsanlığa canlıya dokunma ve onu tekrardan dizayn etme becerisi veren biyoteknolojinin tarıma uygulanmaya başlamasıyla genetik mühendisliğine evrildi. Artık bilimsel gelişme, genleri seksüel bariyer olmadan istediği canlıya taşımaya başladı. Biyoteknoloji halen en fazla tıp ve tarımda kullanılmaktadır. Artık gen transferleri yanında genetik materyallerin yapısının düzenlenmesi evresi, genetiği değiştirilmiş ürünlerin kullanılmasındaki korkuları silecek gibi görülmektedir. Bu kısa girişten sonra Biyoteknolojinin tarımdaki rolü neler olacaktır sorusunu sorabiliriz.
Biyoteknoloji, tarımsal üretim ve ürün işlemenin tüm alanlarındaki sorunları çözmek için kullanılmaktadır. Bu işlemlerdeki yöntemler, verimi artırmak ve stabilize etmek için bitki ıslahını; zararlılara, hastalıklara yanında kuraklık ve soğuk gibi abiyotik streslere karşı direnci artırmak; ve gıdaların besin içeriğini zenginleştirmek için kullanılmaktadır.
Bu açıklamadan hareketle, The Economist dergisinin güncel bir makalede belirttiği gibi, “Tarım dünyayı beslemeye devam edecekse, daha çok bir imalathaneye benzemesi gerekecektir.” Ve bu da, ancak agritech’in mümkün kılacağı bir konudur.
Evet, bu konuyu neden ele aldım. Her ne kadar uzun yıllar önce Üniversiteden ayrılsam da, takip edebildiğim kadarıyla, özellikle Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesinde biyoteknoloji konularına hâkim önemli sayıda akademisyen mevcuttur. Yine takip edebildiğim kadarıyla Üniversitemiz Rektörü Ziraat Fakültesi elemanları ile buluşarak, bölge tarımına destek olabilecek çalışmaların yapılmasını istemiştir. Ufak bir not, artık biyoteknoloji bir fakültenin değil, biyoloji kökenli tüm Fakültelerinin ortak çalışma alanlarına girmiştir. Üniversitelerimiz, bugünkü Bölüm yapıları içinde bu akademisyenlerin güçlerini birleştirerek çağımızın gereği çalışmaları yapmalarını sağlaması çok güçtür. Ancak bölgenin, devlet ve özel sektör tarım kuruluşlar ile birlikte, Üniversitede kurulacak bir araştırma ve uygulama merkezinde bu çalışmalara başlayabilir. Tarım Bakanlığı bu çalışma gurubu içinde olacağı için çalışanların finansa ulaşmaları daha kolay olabilir. Merkez TÜBİTAK desteğini de alarak belirli araştırma politikaları doğrultusunda, başlangıçta bu alanda gelişmiş ülkelerdeki teknikleri ülkemize getirerek, kısmende olsa dünyayı takip ve gelişen bilimi eğitim ve araştırmalarda kullanma becerisine sahip olacaktır.
Bu konuyu niçin gündeme getirdim? Çünkü ben Üniversitede aktif olarak çalıştığım yıllarda kurduğum Araştırma ve Uygulama Merkezi ve tarımdaki ilk TÜBİTAK Araştırma Enstitüsü ile çalışmalarımızı bu noktaya kadar getirmiş idik. Ancak beklenmeyen gelişmeler maalesef bu çalışmaların ve benim Üniversitede çalışmama olanak vermediği için o zamanın değeriyle 3 milyon A.B.D. yatırımı ve çalışma alanımızdaki bilgi ve teknolojiler heba edilmiştir. Bu nedenle kurulacak araştırma biriminin mutlaka Üniversite değil, TÜBİTAK şemsiyesi altında olması gerekir.
Amacım çağımıza ismini veren biyoteknolojideki bu konuları gündeme taşımak olduğu için makaleyi çok kısa tuttum. Bu şekildeki çalışmaların Üniversitelerimizin bugünkü yapıları içinde geçmişe oranla daha zor olduğunu bilmeme rağmen, umarım çağrım Üniversite ve Fakültelerde umduğum yankıyı bulur. Çünkü artık 21. Yüzyılda TARIM 4 yaşamaya başladı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...

Ömer Fethi Gürer: Et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçi Hasan Erdal'ın...

Murat Ülker “Gıda verimi dünyada yaklaşık yüzde 21 azaldı”

Türkiye Gıda Sanayii İşve­renleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademi­si’nin...