Oray Eğin: Çok yeni ve şimdiden çok iyi olma yolunda

Gün Lokantası

Gönül Sokak No: 8/A, Beyoğlu, İstanbul

Böylesi uzun zamandır ilk kez oluyor. Uçaktayım ve aklım bir gün önce yediğim bir salatada. Son lokmayı ağzıma attığımdan beri kafamdan geçen senaryolar: Biletimi değiştirip biraz daha kalsa mıydım? Ne zaman tekrar gidip yeniden yiyebilirim? Acaba bu lokantanın yanında bir ev mi tutsam ve sıkılına kadar her gün gidip düzenli olarak sadece bu salatayı mı yesem? Bir an önce İstanbul’a mı taşınsam?

Halbuki Asmalımescit’te yaz aylarında açılan Gün Lokantası’ndaki dana dil salatasını yerken herhangi bir beklentim yoktu. Gözüm soğuk başlangıçlardaki dana dil söğüşte kalmıştı, ama sofrada yeşillik de olsun diye mönüde az aşağıdaki dana dil salatasını seçtik. Yerken de beğenerek yedim ama acaba asidi mi az, biraz daha tuz mu gerekiyor, sosu biraz daha farklı olabilir miydi diye düşündüm. Çatalımı en son ufacık bir soğan halkasına batırdığımda ise aklımdan geçen tek kelime “tatmin” oldu. Mükemmeldi.

Beyaz Türkler bu işi biliyor. Bir başka yemekte, Nişantaşı’nda oturan bir arkadaşım Gün Lokantası’nı söyledi. Ve Nişantaşı’nda yaşayan gerçek semt sakinlerinin sık kullandığı “Herkes” kelimesini kullandı: “Herkes buradan bahsediyor.”

Lokanta mı meyhane mi? Zira kalabalık mönüdeki kavun, karışık turşu, ezine peyniri başka bir kimliğe dana pirzola ve erişte bambaşka bir lokanta tecrübesine işaret ediyor. Kokteyl mönüsü, mutfak tezgahında oturmasıyla kaldırıma bakan dış masalar da birbirinden farklı iki konsepti içinde barındırıyormuş gibi duruyor.

Gün Lokantası’nın bunlardan öte daha temel bir sorunu var: Bazı lezzetlerin olağanüstü derecede iyi, bazılarınınsa beklenmedik ölçüde vasat olması. Heyecanla söylediğim midye dolma kuru ve baharatı eksikti mesela, ne kadar limon sıkarsak sıkalım kurtaramadık. Lakerda mutfağın kendi ürünü değilmiş; sipariş vermedik. Ekmeğini kendi yapıp mönüde başlangıçlar arasına koyan bir lokantanın torikten lakerda üretmesi çok zor olmasa gerek.

Ekmek demişken… Masaya kızarmış olarak gelen baget kendi kendine çok güzel; ‘tradition’ değil belki ama içi dolu dolu ve gelen tabaklara ekşi mayalı köy ekmeğinden daha iyi eşlik ediyor. Özellikle de günün zeytinyağlısı olarak denk gelen kerevize. Dokusu, zeytinyağı, ekşisi, tuzuyla her şeyi yerli yerinde zeytinyağlı kereviz. İstanbul mutfağının en güzel tarafını gösteriyor, basit ve iyi malzemeyle nasıl bir şaheser yaratılabileceğini kanıtlıyor.

Humus fazla suluydu. Tahin, limon, sarımsak neredeyse şöyle bir dokundurulmuş, nohut ve su sadece Bamix’ten geçirilmiş gibi bir havası vardı. Üzerinde mükemmel bir çoban salata vardı, ama onun da suyu humusun dokusunu sulandırdı. İkisi ayrı ayrı gelmeli, ya da bu birliktelik yeniden düşünülmeli.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kahve fiyatlarında yeni rekor

Dünyanın en büyük kahve tüccarlarından biri olan Volcafe Ltd....

Pestisit üreticileri zehirleye zehirleye kazanıyor

Dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan Bayer, Syngenta,...

Başka Bir Dünya | Toplumcu Yerel Yönetimler ve Kooperatifler Belgeseli

https://youtu.be/9pcYQGbHsSA?feature=shared "Başka Bir Dünya” belgeseli, toplumcu belediyecilik deneyimlerini ve kooperatifçilik...

Çiftçiler, Londra ve büyük şehirlerde yeni protestolara hazırlanıyor!

Çiftçiler yeni bir miting için tekrar Londra'nın merkezine akın...