Muz’da ciddi tehlike Panama hastalığı, Muz solgunluğu, Fusarium solgunluğu

1 milyon ton a yaklaşan muz üretiminde ciddi bir tehlike kapımızda bu konuda yapılan çalışmaları bize ulaştıran Zr.Yük Mühendisi Bünyamin Kozak’a çok teşekkürler. Detaylı açıklamalarını altında Tarım Bakanlığı TAGEM in muz üreticilerine yönelik hazırladığı bilgilendirme büroşürünü de yayınlıyoruz.

Dr. Mümine Özarslandan ve Doç.Dr. D. Soner AKGÜL tarafından yapılan ve 27 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan çalışmada Alanya Gazipaşa ve Anamur’da serada üretilen muz fidanlarında ve bu fidanlarla kurulan bahçelerde muzun en önemli hastalığı olan Panama hastalığı ilk defa teşhis edildi.

Zir.Yük.Müh.Bünyamin KOZAK – Muz Uzmanı – 0532 4862853

Tarım Bakanlığının karantina önlemleri alması bekleniyor. Araştırmada, Alanya, Anamur ve Gazipaşa ilçelerinde yapılan muz seralarında Mart-2018’de şiddetli solgunluk belirtileri ve çöküntüleri gösteren bitkiler tespit edildi. Cavendish ve Grand Naine çeşitlerinde tabanlarından ayrılan en yaşlı yaprakların sararması, muz toprak üstü gövdenin (yalancı gövde) iletim dokularında kahverengimsi çizgiler ve köklerde lekeler gözlendi. Örnek alınan seralarda hastalık oranı Alanya’da % 17.8, Anamur’da % 86.2 ve Gazipaşa’da % 10 olarak tesbit edildi. Bugüne kadar moleküler tanımlaması yapılmadığı için teşhisi yapılmamış olan Panama hastalığının uzun süredir bölgede yayıldığı, ancak şimdi Ürdün Üniversitesi’nden, Dr. Nida Salem’den temin edilen DNA kodlarıyla teşhisin yapıldığı bildirilmiştir.

Panama hastalığı, Muz solgunluğu, Fusarium solgunluğu da denilen bu hastalığa mantar sebep olur. Bitkiye köklerden girer. Duyarlı muzların yumrusunda zarar yapar. Mantar toprakta uzun yıllar dayanır. Tropikal Asya, Afrika, Asya, Avustralya, Batı Hindistan, Kuzey, Orta ve Güney Amerika’nın bir çok bölgelerinde yaygındır.

Yeni tesis edilen bir bahçeye dışardan gelen fidanlarla, seraya gelen kişilerin ayakkabılarıyla, diğer muz bahçelerinde kullanılan aletlerin dezenfekte edilmeden başka bahçelerde kullanılmaya başlanmasıyla hızlı bir şekilde yayılabilir. Sporları onlarca yıl toprakta kalabilir ve uygun ortam oluştuğunda enfeksiyon gerçekleşir. Köklerde nematodların bulunuşu mantarın girişini kolaylaştırır ve solgunluk oluşumu hızlanır. Bitki gövdesine giren mantar, bütün iletim borularının tıkanmasına neden olur. Herhangi bir sebeple köklerde oluşan yaralanmalar, hastalık etmeninin köklere girişini artırır.

Köklerdeki iletim dokularını tıkayan etmen ana gövdeye (yumruya) ve oradan da yalancı gövdeye geçerek iletim dokularını tıkamakta, bitkinin besin alışverişini durdurarak onun hızla solmasına neden olmaktadır. Başlangıç zararları hafiftir. Bitki hızla bunlara tepki verir. Daha sonra hastalık bir kaç zayıf iletim dokusuna yerleşir. Hastalık bulaşması şiddetli ve bitkinin tepkisi yavaş olursa, bitki ölmektedir.

Bu devrede, mantar iletim dokusundan etrafındaki dokulara doğru bir gelişme gösterir ve çoğalma amaçlı sporlarını üretir. Bitkiler çürüdüğünde bu sporlar toprağa geri döner ve uzun yıllar toprakta canlı kalmaktadır. Bunları yok etmek oldukça zordur. Muz bitkileri 20 yıl gibi uzun bir süre sonra tekrar bahçeye dikilse bile, hastalık tekrar ortaya çıkabilir. Hastalık etmeni sporlardan başka birkaç hücreli ve bir iki hücreli sporlarını da üretmektedir. Bu sporlar sayesinde sulama ve yağmur suları ile de hastalık yayılabilir. Ayrıca hastalıklı bitki materyallerinin, ya da bulaşık toprakların taşınmasıyla da hastalık yeni yetiştirme alanlarına taşınabilir.

İlk belirtisi en eski yapraklar henüz yeşilken yaprak kenarlarında oluşan sararmalar, soluk kahverengi çizgiler ve lekeler şeklindedir. Hastalık, alt yapraklarda kenardan orta damara doğru parlak sarı bir bant görülmesi ile fark edilir. Bu yapraklar bir kaç gün içinde solar. Bütün yaprakların ölmesiyle, sonuç olarak bitki de çöker ve ölür. İlk belirtiler ortaya çıktıktan sonra ortalama 4-6 hafta içinde bütün bitkiyi çökertir. Sonra da bitkinin toprak üstündeki yalancı gövdesi ayrılarak yıkılır. Yaprak sapları bükülür, kuruyarak aşağı sarkar. Sonraları üst yapraklarda kurur ve bitki çürür. Bitkiler herhangi bir zamanda bu hastalığa yakalanabilir. Eğer meyveler tamamen gelişmeden bitki bu hastalığa yakalanmışsa bitki ölmeden önce, çok az bir olasılıkla hasat yapılır. Yalancı gövde içindeki öz su borularında sarı turuncu, mor kırmızı renkli benekler görülür. Gerek kök, gerek ana gövde ve yalancı gövdeden kesit alındığında kırmızı-menekşe rengiyle bu hastalık kolayca tanınabilir.

Hastalığa yakalanmış bitkilerde, yalancı gövde enine veya boyuna kesildiğinde iletim demetlerindeki yukardan aşağı boyuna uzanan tipik kahverengimsi renk değişimine yol açan tıkanmalar gözlenir. Kesilen gövde çürümüş balık gibi kokar. Bu tür ağaçların fidanlarına da ana-fidan bağlantı kordonundan geçen bu hastalık ileriki dönemlerde ana olacak fidana da zarar verir. Hastalığın ilerlemesiyle kök sisteminde de çürüklükler başlar. İletim dokuları tıkanır. Gövde ve rizom kesilince kırmızı ve kahverengi renkte nokta ve çizgi şeklinde lekeler görülür. En yaşlı yapraklar sararır. Sararma yaprakların her iki kenarında başlar. Sararmalar daha sonra kahverengileşir. Çiçeklenme sonrası bu yapraklar gövde etrafında sarkar ve bitki ölür. Hastalık başlangıcı susuzluk belirtileriyle başlar. Toprak ve suyla taşınır. Kökten köke değmeyle, bıçak ve daldızla da bulaşır.

Solgunluk oluşumuna muz çeşidinin, F.oxysporum f.cubense’nin farklı ırklarının, köklerdeki nematodların dışında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının da etkisi söz konusudur. Sözgelimi fusarium cinsinin 6 türü %15 oranında, suyla doymuş topraklarda gelişme gösterir. F.oxysporum f. cubense % 25 toprak neminde gelişme gösterir. Oran yükseldikçe gelişme yavaşlar ve bu yaşam kumlukilli topraklarda, killi topraklara oranla daha uzun sürer. Nitekim yapılan çalışmalara tarlanın uzun süre su altında bırakılması ve topraktaki nem düzensizliğinin, fungusun yaşamını epeyce gerilettiği ortaya konmuştur. Öteki etkin bir faktör de toprak sıcaklığıdır. Hastalık toprakta uzun yıllar bitki artıkları üzerinde ve yabancı otların köklerinde yaşayabilir. Kötü drenajlı, asidik topraklarda daha çok zarar yapar. Sıcak toprak ısısı ve kötü drenaj, yüksek toprak rutubeti yayılmayı arttırır.

Mücadelesi; Etkili mücadelesi yoktur. Honduras’ta Goldfinger ve Tayvan’da Tai Chiao çeşitlerinin dayanıklı olabileceği konusunda çalışmalar vardır. Genel olarak etkili kontrol, dayanıklı klonlarla yetiştiricilik yapmaktır.

Kimyasal Mücadele; Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre Fusarium spp. Etmenlerine tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir. Kullanım Miktarı (100 Litre suya); Captan+PCNB Toz 10+10 % 40 g/ m2 Toprak, Formaldehit EM 400 g/l 4 lt (m2 ye 150 cc), Mancozeb WP 80% 200 g, Methyl Bromide Gaz 98% 60 g m2 toprak, PCNB Toz 18% 35 g/m2 toprak, Tolclofos Methyl WP 50 % 100 g, Hymexazol SC 360 g/l 150 cc

Kültürel Mücadele; Bu hastalıkla mücadele için ilk önce uyulması gerekli önlem, bahçelerin kesinlikle doku kültürü muz fidanları ile kurulmasıdır. Ayrıca uzun süre çok etkili olmasa da ürün rotasyonu yapılabilir. Hastalıksız dip sürgünlerin ve doku kültüründen elde edilen fidanların kullanımı, sera ve tohum yataklarında hastalıksız toprak, su ve alet-ekipmanı kullanılmalı, dayanıklı çeşitler tercih edilmeli, hastalıklı fidanlar hemen yetiştirilme ortamlarından uzaklaştırılmalı ve imha edilmeli. Sulama sularında hastalık bulaşmasından şüpheleniliyorsa, sulama suyu 2-3 ppm klor ile dezenfekte edilebilir. Bu amaçla başta Honduras, İsrail, Hindistan olmak üzere pek çok ülkede dayanıklı çeşit araştırmaları başlamıştır. Honduras’ta üretilen FIA melezleri (Goldfinger, Monalisa çeşitleri) ve tüketici kabulünün Cavendishten daha düşük olan Grand Nain ve Williams çeşitleri fusarium, siyah yaprak çizgi ve kök oyucu nematoda karşı direnç göstermektedir. Ancak bu çeşitler ihracat kalitesinde olmamaları nedeniyle tercih edilmemektedir. Ekvador ülkesi, 1966 yılındaki panama hastalığı salgınından sonra Cavendish çeşitlerini ağırlıklı olarak yetiştirmeye başladı.

Sakın bahçenize dışardan insan dahil hiç bir şeyi dezenfekte etmeden sokmayın. Seraların kullandığınız bütün kapı girişlerinde mutlaka 2 ayağında zorunlu olarak basacağı büyüklükte (1,5 m x 1,5 m) dezenfektan havuzu ve 3-4 cm kalınlıkta süngerleri yaptırmak gerekiyor. Sünger konmadığı zaman seraya girenler suya basmak istememektedir.

KOZAK TARIM – MUZ ARALIK AYI TARIM TAKVİMİ

Akdeniz bölgesi muz üretim alanlarında Fusarium solgunluğu hastalığı (Fusarium oxysporum f. sp. cubense)’nın durumu ve entegre mücadele olanaklarının araştırılması

Tezin Türü: Doktora Tezin Yürütüldüğü Kurum: Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bitki Koruma, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022 Tezin Dili: Türkçe Öğrenci: MÜMİNE ÖZARSLANDAN

Danışman: Davut Soner Akgül

Özet: Bu çalışmada, Akdeniz Bölgesi muz üretim alanlarında, fungal solgunluk hastalığına neden olan Fusarium oxysporum f. sp. cubense (Foc)‘ye ait TR4 ırkının varlığı araştırılmıştır. Muz alanlarında 2018-2019 yılında toplam 117 üret m alanı ncelenm ş ve b tk örnekler toplanmıştır. Fusarium türler ve d ğer funguslar standart m koloj k prosedüre göre zole ed lm ş, klas k ve moleküler tanı çalışmaları sonucu 8 üretim alanının Foc TR4 ile bulaşık olduğu saptanmıştır. Hastalığın ülkemizdeki yaygınlığının %6.8 olduğu bulunmuştur. Elde edilen Fusarium türlerine ait izolatlar ile patojenisite testleri yapılmış, en virülent izolatın%91.6‘lık hastalık şiddetiyle 104 nolu izolat olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada 4 farklı muz çeşidinin en virülent izolata karşı duyarlılık seviyeleri incelenmiş, Paşa çeşidinin diğerlerine oranla daha dayanıklı olduğu bel rlenm şt r. Kimyasal gübre kombinasyonlarının hastalık gelişimine etkileri incelendiğinde 15.15.15(25)+Üre uygulamasının %25‘lik oran ile (inokule edilmiş kontrol:%75) en düşük hastalık ş ddet n n hesaplandığı uygulama olmuştur. Mikoriza (ERS), Trichoderma harzianum (T-22), ERS+ T-22 kombinasyonu ve fungisit (hymexazol) uygulamalarının hastalık oluşumu üzerine etkileri araştırılmış, bu uygulamalar hastalığı sırasıyla %94.4, %93.3, %86.4, %30 oranında azaltmışlardır. Çalışma Foc TR4 ırklarının varlığını, yaygınlık durumunu ve patojenitesini ortaya koymuştur.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...

MGM: Havalar soğuyor, kar geliyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), sıcaklıkların ülke genelinde 10-15 derece...

Ömer Fethi Gürer: Et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçi Hasan Erdal'ın...