Melih Baş: Ekoloji politik

İktisadı kapitalist iktisatla sınırlı ve sürekli sayan otistik iktisatçılar, ekonomi politik deyimini dışlarlar. Benzeri biçimde ekoloji politik deyimini de! Liberallere, hatta kimi sosyal demokratlara göre, çevre sorunsalı siyasetler üstüdür, öyle ele alınmalıdır.

ÇEVRE Mİ EKOLOJİ Mİ?

Kısaca açıklayalım. Eğer çevre deyimini yeğlerseniz, ‘insanmerkezli’ bir bakışı; ekoloji derseniz ‘biyomerkezli’ bir yaklaşımı esas alıyorsunuz demektir. İlki kapitalist (capita baş demekse capitalist: başlıkçı) iktisatla uyumlu bir çizgiyi temsil ederken, ikincisi toplumcu bir iktisat çizgisiyle uyumludur. Çevrecilik “önce kirlet kâr et,sonra temizle kâr et!” mantığına dayanırken; ekolojistlik “gereksinimler sınırlıdır, istekler hele de türetilmiş istekler sınırsızdır” mantığıyla, tüketimin sınırlanmasını ve giderek gereksiz tüketime yolaçan türdeki mal ve hizmetin üretiminin ortadan kaldırılmasını savlar. Bu bağlamda Laz Kapital’i elinden düşürmeyen eko-toplumcu bir laz olan Temel, şu soruyu sormayı vurgulamaktadır: Şart midur, da ? Worldwatch Enstitüsü ‘Dünyanın Durumu Raporu’ adlı yıllıklarından birinin teması olarak şunu belirlemişti: ‘Tüketicilikten Sürdürülebilirliğe’! Kalkınma=büyüme sanan otistik iktisatçılara duyurulur!

Ekoloji politik - Resim : 1

ÇEVRECİ (ENVIRONMENTAL) POLİTİKA

Kapitalist iktisat bağlamında gerek makroekeonomik, gerek mikroekonomik olarak (sistemin sınırları dahilinde) hem önleyici nitelikli önlemlerin, hem düzeltici, sağaltıcı uygulamaların gündeme getirilmesi söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda kapitalist siyasetle ters düşmeyen bir çevre hukuku da yapılmaktadır. Hatta buradan bir ‘yeşil pazarlama’, ve giderek ‘yeşil tüketici’ ve ‘çevre endüstrisi’ doğmaktadır. Tüm bunlar sürdürülebilir kalkınma kavramıyla masumlaştırılmaktadır! Samimi kimi şirketleri bir yana koyarsak, burada amacın tüketimi sorgulamak olup olmadığı çok su götürür. Altın madenciliği örneğinde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde yapılan doğal kaynaklar tahribatı (eko-emperyalizm) devam etmektedir. BP adlı petrol tekelinin Meksika Körfezi kıyılarındaki petrol sızıntısında önlem olarak yapmaya çalıştığı ‘beton tıpa tıkamak’ çözüm olamamıştır. Demek ki, çevreci politika da kapitalizmin tüm kusurlarını taşımaktadır. 21. Yüzyıl kapitalizmi tasarımları, 2008 krizinden sonra yine gündeme gelmişti. Kapitalizm yeniden tasarımlanırken, anlamlı bir şey çıkarsa (para tanrısı Mamon ve para tanrıçası Laksmi yardımcıları olsun!), çevreci politika da yeniden kalıba dökülebilecektir. Geçimini uluslararası fonlardan sağlayarak, çevreciliği meslek edinenlerde (bunlara çevreci hükümet dışı kuruluşlar-ENGO-deniliyor), kimilerinin -hepsinin değil!- uluslararası iktisadî çıkar çatışmalarında kullanılma durumuna düşme riskine de bu arada dikkat çekmeliyiz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Köfteci Yusuf sessizliğini bozdu: ‘Domuz eti’ skandalına ilk açıklama

Türkiye'nin tanınmış restoran zinciri Köfteci Yusuf, ürünlerinde domuz eti...

(YUM-BİR) “Yumurtadaki fiyat artışı talepten kaynaklı”

Bu yıl yumurta ihracatında rekora koşan Türkiye, ilk 8...

Coca-Cola’ya dev zam: 2,5 litre kola 60 TL olacak

Son dönemde birçok ürüne gelen zam furyasından kola da...

Emin Çölaşan: Devlete güven ve domuz eti…

Sevgili okurlarım, bir ülkede en kötü şey, devlete olan...