Kuraklık ve zirai don etkisini inkar edemeyiz. Ama tarımdaki kronik sorunlar çözülmediği sürece fiyat tartışmaları sona ermez.
Olumsuz iklim koşullarından ötürü gümbür gümbür gelen gıda enflasyonuna ilişkin gelişmeleri bu yılın başından beri sık sık yazıyoruz. O yüzden eylülde aylık yüzde 4.62 ve yıllık 36.06 düzeyinde artan gıda enflasyonu verisi bu köşeyi takip edenleri pek şaşırtmamıştır.
Ama bu ayki verilerin detaylarına baktığımızda meseleyi sadece iklime bağlamak eksik olur. O yüzden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyona ilişkin “Eylülde yüksek gerçekleşen aylık enflasyonda gıda fiyatları belirleyici oldu. Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti ve aylık enflasyona 1.1 puan katkı yaptı” açıklaması önemli. Ama söz konusu tespite bazı eklemeler yapmakta fayda var.
Bitkisel ürünlerdeki fiyat artışlarını iklime bağlamak bir yere kadar doğru ama hayvansal mamul fiyatlarındaki artış doğrudan olumsuz iklim koşullarıyla ilişkilendirilemez.
Temel sebepler başka
Örneğin aylık bazda yumurta fiyatlarında yüzde 19.84, taze balıkta yüzde 19.16 ya da tavuk etindeki yüzde 11.82’yi bulan yükselişte başka dinamikler söz konusu. Keza tereyağında aylık bazda yüzde 8.5’i veya çayda yüzde 5.7’yi bulan artışta da hava şartlarının etkisinden bahsedilemez. Yoğurt gibi diğer süt ürünlerinde yüzde 5.2’yi, margarinde yüzde 4.3’ü, et ve sütte yüzde 3’ü gören fiyat tırmanışında da olumsuz iklim koşullarının pek dahli yok.
Peki, ne var? Aslında her ürün özelinde farklı gelişmelerin fiyatlara yansıması var. Ama temelde tarımda ithal girdilere bağımlı üretim modelinin, bozulan arz-talep dengesinin, fiyatlamalardaki dalgalı seyrin, etkisi düşük desteklemelerin, spekülasyona müsait piyasa ortamının ve dış ticarete ilişkin yapılan kısa vadeli hamlelerin orta ve uzun vadeli sonuçları var.
İşte tüm bunlar manşet enflasyonun üzerinde seyreden gıda enflasyonunu daha kırılgan ve her türlü şoklara açık hale getiriyor. Ve tüm bu olanlar aslında yeni bir gelişme değil. Yıllardır üzerine konuşup yazdığımız kronik mevzular.
Dolayısıyla Türkiye iklimsel olarak mevsim normallerinin üzerinde sıcak bir dönemden geçiyor olsa da gıda fiyatları açısından sert bir kış bizi bekliyor gibi. Umarım bu öngörüde yanılırız ama mevcut şartlar ve göstergeler buna işaret ediyor.


