Evet, kuş gribi yine kümeslere dadandı! Ama paniğe kapılmıyoruz, hastalık kontrol altında. Yine de tedbiri elden bırakmamak için uzmanlara kulak veriyoruz.
ABD, Avrupa ve Uzak Doğu’yu etkisi altına alan kuş gribi, sonunda Türkiye’ye de sirayet etti. Afyonkarahisar ve Denizli’nin birer ilçesi bir süredir karantina altında. Yaklaşık 5 milyon tavuk, hastalığın yayılmasını önlemek için itlaf edildi. Son olarak Japonya, kuş gribi endişesi nedeniyle Türkiye’den kanatlı ürün ithalatını durdurma kararı aldı.
Ancak paniğe kapılacak bir durum söz konusu değil. Hastalığın şu an için Türkiye’de kontrol altına alındığını söyleyebiliriz. Aradan geçen sürede karantina bölgelerinin dışındaki kanatlı üretim tesislerinden herhangi bir vaka bildirilmedi. Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı İbrahim Afyon da, hastalığın önlemlerle kümeslerden arındırıldığını belirterek, güncel bir tehlikenin bulunmadığını söylüyor. Zaten yumurta ve kanatlı eti satışlarında hastalığa bağlı bir kesinti de yaşanmamış.
Nasıl önlem alırız?
Peki, böylesi bir tabloda tavuk eti ya da yumurta yerken endişe etmeli miyiz? Eğer her ikisini de az pişirerek ya da pişirmeden tüketiyorsak güncel bir risk her daim söz konusu. Diğer yandan veteriner kontrolüne tabi tutulmayan satış noktalarından tüketim yapılıyorsa bu risk daha da artıyor. Kuş gribinde, hastalığın et ya da yumurta tüketimiyle insanlara bulaşmaması için pişirme en etkin önlem olarak öne çıkıyor. Isının, virüsü etkisiz kıldığını biliyoruz. Bunun için önerilen temel önlem; salgın dönemlerinde kanatlı hayvan etlerini iç ısıları 70 dereceyi aşacak kadar (suyu iyice çekilinceye ya da pembe-kırmızı kısım kalmayana kadar) pişirip tüketmek. Yine kanatlı hayvanların yumurtalarının da en az 5-6 dakika kaynatılarak pişirilip tüketilmesi salık veriliyor. Diğer yandan bu süreçte et ve yumurtalarla temasa dikkat etmek gerekiyor. Temastan sonra ellerini ve temas yüzeylerinin sabunla yıkanması da önlemler arasında. Sonuçta çoğu kuş gribi virüsü tipi, insanlarda hastalığa neden olmasa da bazı alt tipleri insanlarda ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Tüm dünyada virüsün bu denli yaygın olduğu bir dönemde tedbiri elden bırakmamak gerek.
Nar ekşisinde HMF’ye dikkat!
Bu hafta gıda konusunda gündeme yansıyan gelişmelerden biri de “nar ekşili sos” yönelik yasak kararıydı. Yeni düzenlemeye göre, nar ekşisi artık sadece doğal nar suyundan üretilecek. Nar ekşisine katkı maddesi konulamayacak. Etiketinde nar resmiyle satışa sunulan “nar aromalı” sosların iç piyasa satışı ise önümüzdeki yılın haziran ayından sonra yasaklanacak. Karar, geleneksel ürünlerin doğallığının korunması açısından çok olumlu. Ancak katkısız ve doğal nar ekşisinde de HMF(Hidroksimetil furfural) değerlerinin yüksek çıkabildiği gözden kaçırılmamalı!