Elif Ergu Demiral: “Klimataryen” beslenmeye geçmeliyiz

0
311
Dilara Koçak
Dilara Koçak
Dünyanın geleceği için beslenme şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Dilara Koçak, meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketerek nakliye gibi nedenlerden oluşan sera gazı salımını azaltan klimataryen beslenmenin yaygınlaşması gerektiğini savunuyor.

Dilara Koçak çok uzun zamandan beri “gezegeni korumak” başlığı altında toprağa, gıdaya, havaya, suya sahip çıkmak için yeni yaşam modeli önerilerini paylaşıyor. Bir beslenme uzmanı olarak yalnızca “diyet” değil, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam ve geleceğin savunucusu. Koçak ile gıdada sürdürülebilirliği konuştuk.

Yediğimizin içtiğimizin küresel ısınmayla ne ilişkisi var? 

Çok fazla ilişkisi var. İnsan nüfusu son 50 yılda iki kat arttı ve buna paralel tabii ki tüketim de arttı. Gıda zinciri küresel ısınmayı hızlandıran sera gazı emisyonlarının zaten önemli etkenlerinden. Üstelik küreselleşme ile birlikte sadece bizim coğrafyamızda yetişen değil dünyanın dört bir yanından gelen gıdalar tüketmeye de başladık. Peru’dan gelen kinoa yaptığı yol ve çevreye bıraktığı izler ile bizim için çok da iyi bir gıda değil, bu  çok anlattığım ve tartıştığım bir konu mesela…

İklim dostu beslenme için meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeyi tercih etmeniz, nakliye gibi nedenlerden dolayı oluşan sera gazı salımını önemsemeniz ve bunu azaltmak için yerel gıdaları tercih etmeniz yeterli

Neredeyse her konuşmanızda altını çiziyorsunuz, “Yerel ürünleri tüketin” çağrısı yapıyorsunuz…

Bunun yanı sıra her 6 saniyede aşırı hayvansal gıda tüketiminden ötürü bir futbol sahası kadar orman yok oluyor. Çünkü endüstrideki hayvanları besleyebilmek için daha çok yem ve yem alanına ihtiyaç duyuluyor. Et tüketiminin hem karbon ayak izi hem su ayak izi çok yüksek. Aslında herkes gıdanın çevre üzerinde olan etkisini fark ediyor yavaş yavaş. Hatta son yıllarda bunun için “klimataryen“ yani iklim dostu beslenme diye bir terim çıktı ortaya. Bu beslenme şekli uygulama olarak da çok kolay. Mevsiminde olan meyve ve sebzeleri tüketmeyi tercih etmeniz, nakliye gibi nedenlerden dolayı oluşan sera gazı salımını önemsemeniz ve bunu azaltmak için yerel gıdaları tercih etmeniz yeterli. Ki bu bizi hep altını çizdiğim geleneklere geri götürüyor.

Bu altını çizdiğiniz geleneksel modelde insanlık ne zaman hata yapmaya başladı?

İnsanlık ihtiyacından fazlasını istedi, tüketmeyeceği kadar satın alıyor. Tüketimin bir alışveriş değil aslında hayati bir seçim olduğunu anlamıyor. Endüstrileşme ile birlikte her şeyi çok daha hızlı üretebilme kolaylığına ulaştık, bu sebeple daha fazla üretmek için bir engel kalmadı. Fakat dünya kaynakları bu hıza yetişemedi. Antroposen çağa geldik bu şekilde!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz