Kapadokya’ya son dönem gittiniz mi? Yazı kışı yok, artık dört mevsim dünyanın her yerinden akın akın turist geliyor oraya. Yollarda, sokaklarda Türkten çok yabancıya rastlıyorsunuz. İşte o etrafta gördüğümüz irili ufaklı Çin, Hint veya diğer etnik restoranların açıklaması da aslında bu.
‘Ülkemize gelmişken niye kendi yemeklerini yiyecekler, yerel yemek yemeliler’ diye düşünmeyin. ABD veya Uzakdoğu gibi okyanusaşırı mesafelerden gelen turistler için Kapadokya 10-12 günlük seyahatlerinin tam ortalarına denk geliyor ve artık damaklarının alışık olduğu bir şeyleri yemek istemeleri normal. Ayrıca dünya çapında bir turizm destinasyonu olma yolunda ilerliyorsanız yemek alternatiflerini de en iyi şekilde sunmanız şart.
MUTFAĞA 15 YAŞINDA GİRDİ
İşte tüm bu sebeplerden dolayı Hiroki Takemura gibi bir ustanın Kapadokya’da restoran açması çok önemli. Gelin, tanımayanlar için önce size biraz Take’yi anlatayım.
Şimdi 67 yaşında olan Take, 15 yaşından beri mutfakta. Doğup büyüdüğü Osaka’da eğitimini alıp Japon mutfağında iyice piştikten sonra başka dünya mutfaklarını öğrenme hayalleriyle Londra’ya gider.
Özellikle Fransız mutfağına çok ilgilidir. Ama bu esnada Nobu’ların kurucu şefi Nobuyuki Matsuhisa ile tanışır. Onun Japon mutfağında ne kadar iyi olduğunu duyan Nobuyuki yeni açmakta olduğu Londra restoranının başına geçmesini ister ama bizim Take’nin gönlü başka dünyalardadır. Nobu sert bir şekilde “Madem kendi restoranını açmak istiyorsun, gel ve burada çalış. Senin için en iyisi bu” der ve aslında Take’nin mesleki dönüm noktası da bu olur.