Dünyayı kurtarabilecek beş çılgın proje

New Scientist dergisinin beş yazarı, başarı umudu yükselen beş mega yeşil projeyi inceledi. Ne beklemeliyiz? Gerçekleştirilmeleri mümkün mü? Küresel ısınmanın tehdidi büyüdükçe bilim de daha radikal çözümler arıyor.

Sina Yarımadası’nda yeşillendirme

Sina Yarımadası bir zamanlar subtropikal bir cennetti. Günümüzde Mısır sınırları içinde kalan bölge ormanların içinden akan nehirler ve çimenlerle doluydu. 10 bin yıl önce tepeler çoraklaştı, nehirler kurudu. Geri kalan yaşamı da kumlar götürdü. Bunda Dünya yörüngesindeki değişimler de etkili olmuş olabilir ancak muhtemelen dengeyi bozan esas faktörler ağaç kesimi ve hayvan otlatma gibi insan müdahaleleriydi.

Eski haline dönemez mi? Teoride bitki örtüsünün geri getirilmesi sadece atmosferden büyük miktarda karbon emmekle kalmayacak, yerel su döngülerini de canlandırarak yağışları başlatıp hayvan ve bitki türlerinin yaşamasına imkan verecek.

The Weather Makers adlı Hollandalı firma Sina Yarımadası’nı yeniden yeşillendirme konusunda çalışıyor. Şirketin planı, Mısır’ın Akdeniz kıyısındaki tuzlu ve sığ Berdevil Gölü’ne odaklanıyor. Bir zamanlar 40 metre derinliğinde olan gölün dibine şimdilerde uzunca bir sopayla ulaşılabiliyor. Deniz suyuyla alışverişi az olduğu için su çoğunlukla durgun. Araştırmacılar denize açılan ağızları derinleştirmek ve binlerce yıldır gölün içinde oluşan çökeltiyi kazarak çıkarmak istiyor.

Böylelikle su kalitesinin yükselip balık nüfusunun yeniden artacağı düşünülüyor. Tuza dayanıklı bitki türlerinin ekilmesiyle kazı sonrası çevredeki sulak alanlar genişleyerek göçmen kuşları çekecek. Tek eksik ise tatlı su. The Weather Makers’ın bu konuda birkaç fikri var. Biri yüksek irtifaya gerilecek sis toplayıcı ağlarla atmosferdeki su buharını yoğunlaştırıp rezervuarda toplamak. Bir diğeri kazılan ıslak tortuyu düzlüklerdeki devasa tünel seralarda toplayıp henüz buharlaşmadan su içeriğini kullanabilmek. Bu suyla bitkiler belli bir bölgede sulandıktan sonra seralar başka yere de taşınabilir.

Sina henüz fikir aşamasında ama başlayan projeler var. Afrika Birliği’nin 15 kilometre enindeki sık ağaç şeridinden oluşan Büyük Yeşil Duvar Girişimi’nin Cibuti’den Senegal’e uzanması hedefleniyor. Bir diğer örnek Çin’deki Loess Platosu: Fransa büyüklüğündeki alan 1990’lardan itibaren yirmi yıl içinde yeniden ağaçlandırılmıştı.

Jon Cartwright

Karbondioksidi emelim

Küresel ısınmanın kötü etkilerinden kaçınmak için karbondioksitten kurtulmamız gerekiyor. Amaç havadaki karbondioksidi emerek yoğunlaşmış gazı yer altına gömmek ya da geri dönüştürme benzeri bir işlemle sentetik jet yakıtı gibi yararlı bir ürüne çevirmek.

Uluslararası Uzay Ajansı’na göre 2050 itibarıyla net sıfır hedefini yakalamak için 2030’a kadar her yıl 80 megaton karbondioksid çekmemiz gerekiyor. Bu miktar 185 milyon varil petrolün ürettiği gaza denk. Büyük Gize Piramidi’nden neredeyse 15 kat daha ağır.

Henüz o seviyeden uzağız. 18 adet hava yakalama pilot tesisi faal ve toplamda yılda sadece 0.01 megaton emebiliyorlar. En büyüğü İzlanda’da İsviçreli Climeworks şirketinin işlettiği, yılda 4 bin ton emme kapasiteli Orca tesisi. Texas’ta ise çok daha büyüğü için çalışmalar sürüyor.

Nicola Jones

Kıyamet buzulunu stabil hale getirelim

Antarktika’daki Thwaites Buzulu – yaygın ismiyle “kıyamet buzulu” – iyi durumda değil. 2000 yılından beri trilyonlarca ton buz kaybetti. Okyanusa bıraktığı buz miktarı 30 yılda ikiye katlandı. Dahası, kıyamet buzulu Batı Antarktika’yı kaplayan buz örtüsünün büyük bölümü için payanda görevi görüyor. Thwaites çökerse çok büyük bir erimeye yol açabilir. Çünkü bu buz örtüsü dünyadaki deniz seviyelerini 5 metreye kadar yükseltecek su içeriyor.

Buzul alttan eriyor. Çünkü buzulun dışarı doğru uzanan sahanlığının altına giren deniz suyu artık daha sıcak. Laponya Üniversitesi’nden John Moore ve meslektaşlarına göre buzul yakınında deniz yatağına bağlanacak 80 kilometre uzunluğunda bir yüzer su altı perdesiyle erime yavaşlatılabilir. Prototip testleri başladı. Böyle devasa bir mühendislik projesi elbette ucuz değil. Moore deniz perdesinin 50 ila 100 milyar dolara mal olacağını hesaplıyor. Ancak New York gibi tek bir kenti selden korumak için gereken on milyarlarca dolara kıyasla bütün gezegeni koruyacağı için buna değeceğini düşünüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Tavuk eti ihracatına sınırlama getirildi

Ticaret Bakanlığı, artan tavuk eti fiyatlarını gerekçe göstererek yıl...

Mine Ataman: “Buğday fiyatını açıklıyorum”

Anadolu’nun bereketli ovalarında hasadın başlamasına çok az kala “buğday...

Perakendeciler, enflasyonla mücadelede iki maddelik çözüm önerisini açıkladı

Gümrük vergileri indirilsin kira mevzuatı güncellensin Perakendeciler, enflasyonla mücadelede iki...

Çiftçi buğdayda 15 TL taban fiyat bekliyor

Buğday hasadına sayılı günler kalmasıyla çiftçi temsilcileri, hasat öncesi...