Devlet kendi ülkesindeki çiftçiyi ne kadar önemsediğini gösterdi. Anlaşılan çiftçiyi ve onun sorunlarını bile görmek istemiyor. ÇKS sistemi artık ziraat odalarının elinde. Çiftçi yine sahipsiz bırakılıyor.
1 Eylül 2025’te 2026 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuruları başlıyor. Ama bu yıl ilk kez başvurular Tarım İl Müdürlükleri yerine Ziraat Odaları tarafından alınacak. Yani devletin asli görevi olan bir işlem, sivil yapılara devredildi. Gerekçe “iş yükünü hafifletmek.”
Peki bu kimin yükünü hafifletecek?
Devletin mi?
Yoksa çiftçinin sırtına yeni yük mü bindirecek?
Oda Hem Bizden Hem Devletten Yana mı?
Ziraat Odaları bugüne kadar çiftçinin hakkını arayan, devlet karşısında çiftçinin sesi olan kurumlardı. Şimdi devletin işini onlar yapacak. O zaman soru şu: Bir kurum aynı anda hem çiftçiden yana hem devletten yana nasıl olacak? Hak arayıcıyken, hak dağıtıcı rolüne bürünmek, çiftçinin elini zayıflatmaktan başka neye yarar?
ÇİFTÇİ ZATEN YOLUNU BİLMİYOR
Ülke çiftçisi zaten ne ekeceğini, ne üreteceğini bilemez halde. Bir yıl bir ürün para ediyor, ertesi yıl herkes aynı ürünü ekiyor, fiyat çakılıyor. Devlet bu üretim planlamasını yönetemiyor, odalar nasıl yönetecek? Oda temsilcisi masada karar alacak, çiftçi tarlada mı düzelecek? Olmaz! Odaların görevi çiftçinin hakkını savunmak, üretim planlaması yapmak değil.
TARIM İL MÜDÜRLÜKLERİ NE İŞ YAPACAK?
ÇKS kayıtları da ellerinden alınınca, Tarım İl Müdürlükleri’nin çiftçiyle bağı kalmadı. Şimdi soruyoruz: Bu kurumlar bundan sonra ne yapacak? Çiftçinin derdiyle mi uğraşacak, yoksa protokol davetlerinde fotoğraf mı verecek? Çiftçi tarlada ter dökerken, müdürlükler masalarda mı oturacak?