CHP’li Durmaz insanların artık doğduğu topraklarda doyamadığını anlattı: ‘Köylü aç, üretimi bıraktı, arazileri ipotekli ve rehin’

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

– Cumhuriyetin ilk yıllarındaki tarım vizyonundan söz eden misiniz, kazanımlar ne oldu?

Cumhuriyetin ilk yıllarına baktığımızda, ekonomik bağımsızlığın ne kadar önemli görüldüğünü çok net anlıyoruz. Atatürk’ün “Tam bağımsızlık, siyasal olduğu kadar ekonomik bağımsızlıktır” vurgusu, aslında o dönemin tüm kalkınma projelerinin temelini oluşturuyor. Cumhuriyet kurulduğunda Anadolu’da yaşayan insanların tamamı yaşamını tarıma dayalı sürdürüyordu. Kent merkezinde ise özellikle gayrimüslimler ile devlet erkânına yakın olanlar ticaret yapıyordu. Atatürk İzmir İktisat Kongresi’yle çok kıymetli bir adım attı. Hedef kondu ve büyük atılımlar gerçekleşti.

‘BAĞIMSIZLIK PROJESİ’

Şeker fabrikaları da tam olarak ekonomik ve sosyal bir bağımsızlık projesi olarak ortaya çıktı. Şeker fabrikaları ile çok büyük bir iş başarıldı. Uşak, Alpullu, Eskişehir, Tokat ve birçok yerde fabrikalar açıldı. Şeker pancarı önemli, çünkü şeker pancarı üretimi olan yerde hayvancılık da yapılır. Pancarın talaşı, küspesi hayvan yemi olur. Örneğin Tokat, 2000’li yılların başına kadar İstanbul’un et ihtiyacının yüzde 28’ini karşılıyordu. Bu fabrikalar, tarımla sanayiyi bir araya getiren, kırsal kesimi kalkındıran, bölgeleri canlandıran büyük bir toplumsal dönüşüm projesiydi. Atatürk’ün “Yirmi şeker fabrikası kuramazsak gürbüz çocuklara hasret kalırız” sözü de bu yüzden çok anlamlıdır. Çünkü sağlıklı toplum, güçlü ekonomi ve ulusal üretim birbiriyle bağlantılıydı.

‘CUMHURİYET KAMPUSÜ’

Memleketimde bulunan Turhal Şeker Fabrikası da bu vizyonun simgelerinden biriydi. 1933’te halkın 1600 dönüm arazi bağışlamasıyla başlayan süreç, devletle halkın birlikte kurduğu bir başarı hikâyesiydi. Fabrika sadece bir üretim tesisi değildi; sinema salonlarından spor alanlarına, kültürel tesislerden yüzme havuzlarına kadar bir cumhuriyet kampusüydü. Küçük bir nahiye merkezinin modern bir yerleşime dönüşmesi, aslında bu fabrikanın yarattığı sosyal dinamizmin sonucuydu. Şeker fabrikalarının özelleştirme sürecinde parlamento da büyük mücadele verdik, tüm ülkede “Şeker vatandır satılamaz” diye eylemler yaptık ama olmadı. Fabrikalar özelleşince kentlerin yapısında büyük değişimler oldu. İleriye gidecekken daha da geriye gittik ne yazık ki.

– Tarım ve eğitimde eş zamanlı bir yol mu alındı?

Şeker pancarı ve tütün aynı zamanda aile tarımı. Ziraat mektepleri de paralel olarak bu dönemde açıldı. Ziraat mekteplerine en az 250 dönüm arazisi olan ailelerin çocukları alındı. Bu okullardan yetişen gençler, ülkemizin her tarafına açılan fabrikalarda çalışmaya başladı. Okulu bitirince Atatürk’ün talimatıyla 10 yıl ödemeli demir tekerlekli, çünkü o zaman lastik tekerlek yok, traktör aldı ve modern tarıma geçildi.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Ümit Zileli , Öğretmen ile köy imamı!

Dün, her yıl olduğu gibi yine Öğretmenler Gününü idrak...

Deniz Zeyrek , ESK’daki durum tam bir skandal!

TBMM’deki Plan Bütçe Komisyonu’nda dün Tarım Bakanlığı’nın bütçesi görüşülüyordu.Tarım...

Mehmet Özer, Gastromasa İstanbul 10 yaşında

Gastromasa İstanbul’da bu yıl bir rekor kırıldı. Gastronomi, ağırlama,...

Yalçın Bayer , İzmir zeytinde atağa kalkıyor

Geçen hafta sonu 2. Uluslararası Zeytin ve Sanat Festivali’ni...