Türkiye’nin en büyük göllerinden Eğirdir’de 1960’lı yıllarda 14.5 metre olan su seviyesi 3.2 metreye kadar düştü. Bu felaketin sorumlusu ise iklim değişikliği değil, tarım ve hidroelektrik santralleri için gölden aşırı miktarda su çekilmesi…
Isparta’daki Eğirdir Gölü, Türkiye’nin dördüncü büyük gölü. 3.5 milyon yaşındaki, doğal sit alanı ilan edilmiş bu göl yıldan yıla kuruyor. Öyle ki, 1960’ta 518 kilometrekare olarak ölçülen göl yüzeyi, her yıl biraz daha küçülerek bugün 426 kilometrekareye düştü. Gölün ortalama derinliği ise 1960’ta 14.5 metreyken, yüzde 78’lik bir kayıpla 2024’ün temmuz ayında 3.2 metre olarak kaydedildi. Göl suyunun yerini kurak topraklar aldı, halkın yaz aylarında serinlemek için gittiği Beydere ve Altınkum Plajı bugün kullanılmaz bir halde.
Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar çocukları eğlendiren su kaydırağı ise artık bir “su kaydırağı” değil. Zira kaydırakla suyun arasında bugün neredeyse 300 metre bulunuyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici’ye göre, Eğirdir Gölü’nün bu hale gelmesinin iklim değişikliği ya da kuraklıkla bir ilgisi yok, asıl sebep tarım ve enerji için gölden çekilen sular, bunla beraber kaçak açılan sondaj kuyuları.
Kesici, gölde yüzey alanı olarak bir günde 20 cm’lik çekilmeler kaydettiklerini anlatıyor: “Tarımda sulama ve hidroelektrik santralleri için büyük miktarda sular çekildi. Eğirdir Gölü’ne yağmur ve yeraltı sularıyla giren su, çekilen sudan çok daha düşük. DSİ 1994 yılından itibaren bu konuda veri paylaşmıyor, fakat 1994’te göle giren su 825 hektometreküpken, gölden çekilen suyun 1100’lere vardığı ortaya kondu. 40 yıldır gölün kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladık, 2020’den sonra ise kuruma şiddetlendi.
