Türkiye birçok ülkeye göre geniş bir coğrafyada, büyük bir mutfağa sahip olmasına rağmen gerekli altyapıdan uzak. Ülkemizin zengin gastronomi potansiyelini daha iyi değerlendirmek için yeme içme envanteri çıkarılmalı…
Restoran sektörü; tüketicilere birçok alternatif sunarak yenilikçi ve etkileyici gelişmelerle çok keskin bir rekabetin yaşandığı dinamik bir sektördür (HA VE JANG). Bütün dünyada hızla büyümeye devam eden bu rekabetçi sektörün içinde yer alan restoranlar, artan sayıda müşterileri için daha lezzetli yiyecekler hazırlamaya ve daha kaliteli hizmet sunmaya çalışır.
Ayrıca onları etkileyerek işletme amaçları açısından kritik bir öneme sahip olan “sadık müşteriler” hâline getirmek için çabalar (GURSOY, MCCLEARY VE LEPSITO, LIN VE MATTILA, NAMKUNG, JANG VE CHOI). Buna karşın günümüz tüketicileri, yeni yemek yeme deneyimleri yaşamak istemekte ve yenilik arayışlarını karşılayacak alternatifler peşinde koşmaktadır (HA VE JANG). Bu bağlamda yeme içme eylemi sosyal bir varlık olan insan için sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanması değil; aynı zamanda birbiriyle çeşitli paylaşımlarda bulunarak sosyal ihtiyaçlarını karşıladığı bir olgudur (GÜNEŞ, ÜLKER VE KARAKOÇ).
TURİZMDE ÇEŞİTLİLİK ARTIYOR
Artan restoran çeşitliliği tüketiciler için büyük bir zenginlik olarak görülmesine rağmen, sektörün sadık müşteriler elde etmesini güçleştirici bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır (LAM VE TANG, LADHARI, BRUN VE MORALES). Bu sayılan çeşitli beklentiler ile restoranlara giden müşteriler kendi damak tatlarına uygun lezzette yiyecek ve içeceklere; güzel kokan, temiz, iyi aydınlatılmış bir ortamda, kibar, yardımsever, temiz ve güzel giyimli bir personel tarafından yapılan bir sunumla ve ödenmesine değecek bir fiyattan sahip olmak ister (ALBAYRAK). Türkiye’de hâlen yaklaşık 100 bin küsur kayıtlı restoran olduğu tahmin edilmektedir. Turizm faaliyetleri içerisinde hızla yerini almaya başlayan gastronomi turizmine gerek eğitimli gerekse gelir seviyesi yüksek bir turizm çeşidi olması dolayısıyla ülkelerin önem vermeye başladığı bir gerçektir. Son dönemlerde ülkelerin turizm gelirlerini artırmaya yönelik olarak doğal kaynakları el verdiği sürece turizmde çeşitliliğe gitmeye çalıştıkları görülmektedir.