Erdoğan, “Son 21 yılda hem toprağa hem de toprağı bizim için işleyen çiftçi kardeşlerimize hak ettikleri önemi vermenin gayretinde olduk” demesi bana enteresan geldi.
Pek de bir şey hak etmiyorlar belli ki…
★★★
Şöyle anlatayım, yapılan hesaplamaya göre, yaş çay üretim maliyeti 18 lira, üreticinin talebi 25 liraydı… Açıklamaları da gayet mantıklıydı…
Üretici geçen sezonun başında 17 lira mazot ücreti ile çayını taşımaya başlarken, 3’üncü sürgünde mazot fiyatı 40 lirayı gördü. Sadece nakliye maliyeti 2.5 kat arttı.
Peki ne kadar aldı? Geçen yıla göre yüzde 50 artışla 17 lira… Geçen yıla göre enflasyon yüzde 70’te olduğuna göre… İki lira da destekleme… Dik dur eğilme bu millet seninle…
★★★
Başta buğday olmak üzere pek çok tarım ürününde hasat dönemine girildi. Üreticiler, tarlada, depolarda beklettiği ürünlerle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklayacağı taban fiyatı bekliyor.
Bari çayın suyuna baksalar ne verileceğini üç beş anlarlar… Beklentilerini yüksek tutmazlar.
Vay efendim üretici fiyatları ve tarımsal girdi maliyetlerindeki artış yüzde 70’lere ulaşmış… Yok efendim üreticiye yeni sezonda ekim yapması için destek ve teşvik primi verilmesi gerekiyormuş.
Hak ettikleri önemi vermenin gayretindeler işte… Uzatmasın çiftçiler de…
★★★
İstatistik Kurumu’nun açıkladığı gerçekçi olmayan enflasyon verilerinin muhatabı sadece memurlar mı?
Ekonomi yönetiminin uyguladığı kesinti-kısıntı ve sıkılaştırma politikaları nedeniyle, tıpkı memur ve emekli maaş zamlarında olduğu gibi, tarım ürünlerinin taban fiyatlarındaki artışın da enflasyonu artıracağı gerekçesi yanında “kaynak yok” bahanesiyle düşük tutulacak.
★★★
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne göre buğdayda gübre, mazot, tohum, ilaç, işçilik gibi girdilerle geçen yıl ton başına 8 bin lira olan maliyet, bu yıl 10-12 bin liraya ulaştı.
Düşük fiyatın üreticiyi mağdur edeceği, üretimden vazgeçireceği, buğday ekim alanlarını ve rekolteyi azaltacağı vurgulanıyor.
Acaba umurunda mı sanıyor? Çözümü var. İthalat yapar.