Bir konsomatrisin 24 saati: Ne kadar kazanıyor, pavyonda hayat ve fiyatlar nasıl, ‘tarla satan dayılar’ gerçek mi?

Gözde Yel
Gözde Yel

Ankara’nın gece hayatının büyük bölümünü kaplayan pavyonlar, son günlerde sosyal medyanın gündeminde. Neon ışıkların altındaki hayatı ve efsaneleşen pavyon kültürünü, dört yıldır ‘âlem’de olan Mihriban anlattı.

BluTV’de birkaç yıl önce yayınlanan Pavyon belgeselini izlediğimden beri o atmosferi yerinde deneyimlemeyi, ‘âlemcilerin’ hafta içi-hafta sonu demeden gitmeye can attığı, uğruna ‘tarlalar sattığı’ eğlence mekânının ambiyansını kendim görmek istiyordum.

Geçen yıl Ankara’da bulunan bir arkadaşım beni kente davet edince, pavyona gitme şartı koştum ve koşulum kabul edilince gittim. Ankara’nın gece hayatını iyi bilen bir ‘rehber’ eşliğinde Ulus’a, Ankara’nın en büyük pavyonuna gittik.

Çalan müziklerden, ziller ve kaşıklar kullanılarak edilen danslara, ateşli meyve tabaklarından ardı ardına konfetiler patlatılan, meşaleler yakılan piste kadar her şey sıra dışıydı benim için.

Çalışanlarla iletişimlerinden büyük bölümünün müdavim olduğu anlaşılan müşterilerin ezici çoğunluğu, tahmin edileceği üzere, erkeklerden oluşuyordu. Hatta itiraf etmeliyim ki, hafta içi olmasına rağmen bütün masaları dolu olan mekândaki tek kadın ben ve arkadaş grubumdaki bir başka kişiydi. Bir konsomatris, müşteri olduğumu anlamayarak sahnenin yanındaki masama eğilip -olmayan- zillerimi bile istedi.

Müşteri skalası oldukça genişti; 20’li yaşlarında olanlar da, 60’lı yaşlarında olanlar da vardı. Günlük kıyafetiyle gelenler de vardı, takım elbisesini ‘çekip’ gelenler de.

Müşterilerin masalarına gidip bir şeyler içerek sohbet eden, dans ederken ‘sazcı’ ile atışmayı ihmal etmeyen konsomatrislerin -kısaca kons- dominantlığından bir süre gözlerimi alamadım.

Neon ışıklara ve ‘oyun havalarına’ adapte olduktan sonra masamıza davet ettiğimiz -adettendir!- bir konsomatrisle sohbet ederken, pavyon hayatına dair merak ettiğim pek çok şeyi sordum, içkisi bitene kadar tabii. Uzun süredir devam eden merakımı gidermiştim ama konuştuklarımızı haberleştirememek içimde kalmıştı.

Geçtiğimiz günlerde İnci Taneleri dizisinde Hazar Ergüçlü’nün pavyondaki dans sahnesi gündem olunca, aklıma yine bu konu düştü ve dizideki ‘sazcı’ Erkal Sonel ile aynı mekânda çalışan konsomatris Mihriban’a ulaştım.

– Biraz kendinden bahseder misin, kaç yıldır bu sektördesin, nasıl ve neden girdin?

 25 yaşındayım, dört yıldır bu âlemdeyim. Gerçek adım Mihriban değil tabii, herkesin bir nickname’i var. Herkes âleme girerken kendi karakterini yansıtan bir isim seçiyor. Ben de bunu seçtim.

Pavyona başladığımda nasıl bir ortam olduğunu bilmiyordum. Hemşireydim normalde. İşten bazı sebeplerden ayrıldım. Param kalmadı, kredi çektim, bir sürü borç aldım… Âlemde çalışan arkadaşımdan para istiyordum, sürekli atıyordu. Ama sonunda tak etti, “Böyle bir iş var gel borcunu kapat, paranı da kazanırsın” dedi. Sonra İstanbul’dan Ankara’ya geldim, aldılar beni içeri, başladım, o gün bugündür âlemdeyim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Serpil Yılmaz ,Balıkçılar asgari ücreti ihracatla aşıyor

Ekonomi dünyası asgari ücret tartışmasına kilitlendi. 17 bin 2...

İncili Gastronomi Rehberi’ Ödül töreni

Bir yıllık emeği bir yazıda anlatmak kolay değil. Özellikle...

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...