Kod 46 ile, yani işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak, suçlamasıyla 39 kişiyi tazminatsız işten çıkaran Agrobay Seracılık’ın yönetim kurulu üyesi Arzu Şentürk Salık’a göre Agrobay, 39 işçinin tazminatına göz koyacak kadar küçük bir şirket değil. Ama belli ki gazeteci Çiğdem Toker’den talep ettiği 1,5 milyon liralık tazminata ihtiyaç duyacak kadar kendini ‘küçük’ görüyor.
Arzu Hanım’a göre, Türkiye’de işçiler 1-0 önde başlıyor. Çoğu kadın olan Agrobay işçileri sinir sıkışması, fıtık gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açan ağır koşullar altında çalıştırıldığını, eldiven, ayakkabı gibi gerekli malzemelerden mahrum bırakıldığını, sözlü şiddete maruz kaldığını, geçirdikleri iş kazalarının kayda alınmadığını ve maaşlarının düzenli ödenmediğini söyleyerek sendikaya üye oldu.
Kod 46 sebebiyle tazminatsız, işsizlik maaşı almaları engellenerek ve başka bir yerde iş bulabilme şansları ellerinden alınarak kovuldukları için eyleme başladılar. Patronların karşısında 1-0 önde denilen işçiler dayanılması zor sıcak seralar içinde çalıştırıldıklarını, kaza riski yüksek eski ve bozuk servislerle taşındıklarını, iş güvenliği kurallarına uyulmadığını anlatıyor.
***
Şirket adına iddialara cevap veren Arzu Hanım’a göre işten çıkarmaların sendikalaşmayla ilgisi yok. Çizdiği tablodan benim anladığım, her şeyin yolunda gittiği güllük gülistanlık iş yerinde çalışan başıbozuk bir grup işçi, akla şimşek gibi düşen bir fikirle işletmenin çıkışını kapatmaya karar vererek eyleme başlamış. Giriş çıkışın engellendiği o iki saat kendisine ömür gibi uzun gelmiş olacak ki, söylediklerinden bunun tazminatsız işçi kovmak için fazlasıyla geçerli bir sebep olduğunu anlıyoruz.