Tarımda her yeni bakanla birlikte “yeni dönem” umut ve beklentisi oluşuyor. Ve her seferinde yeni dönem yerine “yeni hüsran” yaşanıyor.
İddialı cümlelerin yerini bildik icraatlar ve şaibeli durumlar alıyor.
Yine de ümitvar olmak, hayır dilemek gerek…
Her dönem kapı eşiğinde bilindik ezber cümleler kuranların meseleyi kapsamlı (bütünleşik) bir şekilde ele almaması, mevsimsel, bölgesel, alansal yaklaşımlar sergilemesi nedeniyle akıbet değişmiyor.
Tabi ki bütün sorunlar bir anda bütün boyutlarıyla çözülemez.
Ama birkaç temel/yapısal sorunu çözerseniz bunların doğurduğu onlarca sorunla tek tek uğraşmak durumunda kalmazsınız. Ve aynı sorunları döne döne yeniden yaşamaz ve bu ülkeye yaşatmazsınız.
Örneğin; her 5-6 senede bir damızlık büyükbaş krizi/kıyımı ve sonrasında yurtdışından yüzbinlerce hayvan ithalatı yapılması gibi.
Üstelik bütün krizler aynı nedenlerden aynı şekilde yaşanırken…
Türk Tarımının en temel sorunu planlama ve koordinasyondur.
Diğer hepsi detaydır.
Dijital bir çağda veri oluşturmak, veriye ulaşmak bu kadar kolayken planlama yapılamamasının iki temel sebebi var.
Bunlardan birincisi şark kurnazı, günü birlik düşünen taşra politikacının sadık bürokratı olma ahlakı ve bunun düşük aklı, diğeri de toplum olarak taşıdığımız göçebe sosyo-genetik…
https://www.tarimdanhaber.com/turk-tariminin-en-temel-sorunu-planlama-ve-koordinasyon