Zafer Özcivan: Tarımda artan dışa bağımlılık ve alınan önlemler

Yaklaşık bundan 10 yıl öncesine kadar tarım ürünleri konusunda kendi kendimize yetecek kadar üretim yaparken hatta bazı gıda ürünlerini ihraç ederken günümüzde birçok tarım ürünlerini ithal eder duruma geldik. Tabii ki ithal etmemizin ana sebebi ülkemizde yapılan tarım ürünleri üretiminin ihtiyacımızı karşılayamaz olmasıdır.

Tarım ürünlerinin ithalatının yapılmasında en büyük sebep üreticilerin artan girdi maliyetleridir. Özellikle son üç dört yıl içinde çiftçinin olmazsa olmazı mazot, işçilik, tohum, zirai ilaç, gübre, nakliye gibi giderlerinin beklenmedik şekilde hızla artan maliyetleri, üreticilerimiz açısından olumsuz sonuçlara yol açmış, yapılan masraflar gelirle mukayese edildiğinde maddi olarak zarar ettikleri için birçok üreticimiz ekim yapmamakta ve ekim alanları boş kalmaktadır. Durum böyle olunca ithalat çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde başta baklagiller olmak üzere çeşitli yiyecek ürünleri dışardan tedarik etmekteyiz ve bunlara tabii ki döviz ödemekteyiz. Uzun yıllardan bu yana dış ticaret açığı verdiğimiz gerçeğiyle olaya baktığımızda tarım ülkesi olduğumuz halde tarımda dışa bağımlı duruma gelmemiz son derece düşündürücüdür ve ekonomik olarak sıkıntı çektiğimiz içinde bulunduğumuz dönemde dışarıya döviz ödememiz, kurların da yüksek olması nedeniyle üretim maliyetinden yüksek rakamlarla soframıza gelmektedir.

Ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde ilgili bakanlıklar fiyatların artmaması için, gıda sanayici ve üreticileri ile sık sık iş birliği bazında toplantı yaparak fiyatların artmaması için çalışma yapmaktadırlar. Ancak enflasyonun da yüksek seyretmesi nedeniyle ne kadar olumlu sonuç alabiliriz önümüzdeki süreçte öğreneceğiz. Enflasyon demişken bilindiği üzere geçen yıl 5 eylülde açıklanan orta vadeli planda 2025 yıl sonu enflasyonun %12 den %21 olarak revize edilmişti. Ancak geçtiğimiz günlerde yani yılın ilk ayında tekrar gözden geçirilen yıl sonu enflasyonu TCMB tarafından %21 den %24 e çıkarıldı ve yılın ilk ayında yapılan bu düzeltme, ekonomi çevreleri bakımından ve vatandaşlar tarafında iyi karşılanmadı. Diğer tarafta merkez bankası piyasa katılımcıları anketinde ise hedef enflasyon %28 olarak belirtildi. Tabii ki yılın ilk ayı böyle olursa tahminlerin de oluşamayacağı ihtimali yükselmektedir ve benim tahminine göre 2025 yıl sonu enflasyonu %35- 40 olursa başarı kabul edilmelidir. Çünkü 2025 yılında 1,950 trilyon TL faiz ödeyeceğiz ve yaklaşık 2 trilyon TL bütçe açığımız bulunuyor. Bunlar doğal olarak vergi ve zamlarla karşılanacaktır.

Konuya dönecek olursak ülkemizde tarım alanları gittikçe azalmaktadır. Bunun sebebi ise ekilebilir tarım alanlarına yüksek rant elde edebilmek amacıyla organize sanayi bölgeleri kurulması, siteler, iş merkezleri vd. gibi inşaatlara açılmasıdır. İnşaatlar dağlık ve verimsiz alanlara yapılmalıdır. Çünkü toprak da bir nevi fabrikadır ve ekildiği zaman yılda birkaç kez ürün verebilir.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Mutlu Doğru: “Anadolu’daki bazı bölgelerde birçok üründe ciddi don zararları var”

Anadolu’daki bazı bölgelerde ekilen; patates, mısır, şekerpancarı gibi stratejik...

Gıda Bankacılığı toplumu dönüştürüyor!

TİDER tarafından bu yıl “İsraf ile Mücadelenin Parçası Ol”...

Şenpiliç gıda skandalını ‘üzgünüz’ diyerek geçiştirdi

Türkiye'nin en büyük beyaz et üreticilerinden Şenpiliç, Tarım ve...

Usulsüz gıdaya 22 milyon lira ceza

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "1 Nisan'dan itibaren 13...