Asgari ücretin seviyesi konusunda her toplantı ve arkasından gelen haberler halkın çok fazla dikkatini çekiyor.
Temmuz ayında enflasyona göre ayarlanması beklenen, bir bakıma zorunlu olan artış ile ilgili tüm gelişmeler anbean takip edilir hale geldi. Bunun doğal olarak önemli bir nedeni var… Asgari ücret ve genel ücretler seviyesinin yakınsaması.
Yakınsamanın bir diğer anlamı ise ücretler genel seviyesi aynılaşırken onların dağılımı yani farklılığının da aynı kapsamda azalmasıdır.
Avrupa Birliği ve OECD verileri söylüyor bunu bize… Onlardan öğreniyoruz ücretlerin konum ve seviyesini ne yazık ki.
Ücetlerin/maaşların tabanda aynılaşması birçok tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. Bu tehlike özellikle para ve maliye politikasının ekonomiyi düze çıkaramadığı, aksine döviz yokluğundan dolayı ithalat ile ihracat dengesinin bozulduğu ve ithalata bağımlı üretim sürecinin döviz kurundan etkilendiği bir ortamda daha da öne çıkmaktadır.
Tehlikenin en önündeki fotoğraf ise et piyasasında gelen yansımayı bize iletiyor açıkçası…
ET FİYATLARI; BİZDE VE BAŞKALARINDA…
Ülkemizde özellikle son birkaç yılda yükselen kırmızı et fiyatları küresel kırmızı et fiyatlarından oldukça fazla ayrışmaktadır. 2010 yılından itibaren başlayan bu sürecin o zamanki nedenlerine girmeyeceğim ama fiyatlardaki son dönemde artış oranı aklın almayacağı bir özellik sergilemektedir.