Vegan-vejetaryen ürün ve hizmetleri uluslararası düzeyde etiketleme kuruluşu V-Label’ın FMCG Gurus danışmanlık şirketi ile birlikte yürüttüğü araştırma sonuçları açıklandı. Özellikle Türkiye ve Avrupa gıda endüstrisi ve mevzuatını şekillendirilecek veriler sunuldu. Elde edilen doneler ışığında vegan ürün pazarının büyüklüğünün 2025’e kadar 22 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Vegan ürün pazarının dinamiklerini, karşılaşılan engelleri, fırsatları inceleyen V-Label ve FMCG Gurus’un yeni pazar araştırması, Türkiye dahil 14 Avrupa ülkesinde yapıldı. Araştırma, Türkiye’de ve Avrupa’da hayvan hakları, iklim değişikliği, sağlık ekseninde değişen beslenme alışkanlıklarına, insanların hangi motivasyonlarla ne tür ürünlere yöneldiğine, bunu yaparken hangi kriterlere dikkat ettiklerine ışık tutuyor.
Vegan pazarı yükselişte
Vegan yaşam felsefesinin kabulü ve pratiklik yönlerindeki artışlar ilginin dünya çapında yukarıya doğru bir ivme kazandığını gösteriyor. Yapılan araştırmalara göre veganlar dünya çapında 79 milyona ulaştı. 2014 ve 2020 arası tarihlerde Hollanda’da yüzde 645, Yunanistan’da yüzde 590, Türkiye’de ise yüzde 395 oranında bir yükseliş gösteriyor. Artışın büyüme oranları göz önüne alarak 2025 yılına kadar vegan ürün pazarının büyüklüğünün 22 milyar dolara ulaşacağı ön görülüyor.
V-Label Türkiye temsilcisi Ebru Arıman, 2022 araştırmasını ve son yıllarda elde edilen verileri ışığında “Her geçen yıl katlanarak artan bitki temelli ürün çeşitliliği, tüketici beklentilerindeki hızlı yükseliş, büyüyen pazardaki rekabete paralel olarak inovasyonu ve beraberinde ürün kalitesindeki artışı tetiklerken, hem fiyat/kalite dengesi hem de pazar büyüklüğü açısından iyi bir gelişim gösteriyor,” diyor. Vegan yaşam felsefesine dair artan etik farkındalığın ve vegan tüketicilerin sayısındaki artışın, bitkisel ürünleri de zincirleme bir etkiyle artırdığını sözlerine ekleyen Arıman, “Bununla birlikte, tüm bu öngörülere zıt yönde geliştirilen yerel politikalarla, geçtiğimiz yıl ülkemizde vegan peynir üretimi ve satışına getirilen benzersiz yasaklarla hem üreticilerin hem de tüketicilerin yaşadığı mağduriyete yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir an önce bu yanlıştan dönerek ilgili yasağı kaldırması, kapsamlı bir vegan gıda yönetmeliği çıkararak dünya çapındaki gelişmelerle küresel rekabetin gerisinde kalmaması ve hak ihlallerine son vermesi gerekir” açıklamasında bulunuyor.
Ege, Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu başta olmak üzere ülkenin 7 bölgesinde gerçekleştirilen 2022 yılı araştırmasına göre Türkiye’de, 25-34 yaş arası katılımcıların yüzde 21’i, son 12 ay içerisinde yüzde 39’u ise çok daha önce hayvansal et ürünleri tüketimini bıraktıklarını belirtiyor. Çarpıcı bir diğer veri olarak ise düzenli et tükettiğini belirtenlerin %38’i hayvan kaynaklı eti tamamen bırakmak istediklerini açıklıyorlar. Hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerini hiç tüketmediğini beyan edenler yüzde 18, hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerine alternatif olarak üretilen piyasadaki bitki bazlı içecek ve gıdaları satın alanların oranı ise yüzde 45. Ülkemizdeki tüketicilerin yüzde 28’inin beslenme biçimini fleksitaryen olarak tanımladığı, yüzde 20’sinin vejetaryen, yüzde 3’ünün vegan ve yüzde 1’inin de balık dışında diğer hayvanları tüketmeyen pesketaryen olarak belirtiliyor.
Türkiye’de hayvan ve hayvansal tüketiminden kaçınma eğiliminde başlıca motivasyonlar ise sırasıyla çevresel kaygılar, sağlık, güvenilirlik ve hayvan hakları.
Araştırma her ülkede 1000’er kişilik örneklemler üzerinden gerçekleştirildi. Avrupa’da her geçen gün daha fazla tüketicinin, hayvan kaynaklı gıda tüketmekten kaçınarak bitkisel beslenmeye yöneldiğini, beslenme düzenlerine sebze, meyve, bakliyat, tahıl, kabuklu yemiş ve tohumlardan oluşan bitki bazlı ürünleri giderek daha fazla dahil ettiğini ortaya koyuyor. Avrupa ülkelerindeki tüketicilerin hayvan kaynaklı etten uzaklaşmaya başladığını gösteren verilerden biri, düzenli olarak hayvansal et tükettiğini belirtenlerin neredeyse üçte ikisinin, önümüzdeki 12 ay içinde hayvansal et tüketiminden uzaklaşmaya çalıştığını veya bunu düşündüğünü söylemesi. Nitekim, Avrupa’daki tüketicilerin yüzde 33’ü bitki bazlı et ürünlerini, yüzde 47’si de bitkisel süt ve süt ürünlerini beslenmelerine dahil ettiklerini söylüyor.
Türkiye’de bitkisel süt ve süt ürünleri tüketimi oranları değişiklik gösteriyor
Yüzde 18 oranında tüketici süt ürünleri ve hayvan kaynaklı süt tüketmiyor. Bunun sebebini oluşturan “çevresel kaygılar” yüzde 70, hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerinin “yüksek şeker oranına sahip olması” yüzde 61 ve yüzde 56 oranı ile hayvan kaynaklı sütün “sağlıklı olmaması”. Hayvan haklarına yönelik endişe yüzde 47. Yüzde 45 oranında tüketici hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerine farklı bir seçenek olarak bitki bazlı içecek ve gıdaları tercih ediyorlar. Bu kişiler ağırlıklı olarak vegan süt, vegan ezme/ sürmelik ürünler, vegan besleyici içecekler ve vegan peynir satın alıyor. Bitki bazlı süt ve süt ürünlerini tüketme sebepleri ise, yüzde 78’lik bir oranla “çevre için daha iyi olması”. Tat ve sağlık motivasyonları ise ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. En çok soya, badem ve pirinç tadındaki ürünlerin içindekiler listesinde yer alması bekleniyor. Bitki bazlı süt ve süt ürünlerini tüketmediğini söyleyenler, yüzde 43’lük bir oranla bu ürünleri yine de aile bireyleri için satın aldığını belirtiyor. 18 yaş altındaki aile bireyleri için bu ürünleri satın alanların başlıca motivasyonu, yüzde 71’lik bir oranla ürünlerin “besleyici olması” ve “aile bireylerinin bu ürünleri tüketmesi”.