Arbel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, Mersin Ticaret Borsası yönetiminde ve meclis başkanlık divanında görev aldığı günlerde ABD’de bir lobi şirketiyle anlaştı, beklentisini ortaya koydu:
- Birleşmiş Milletler’in “Dünya Bakliyat Günü” ilan etmesini talep ediyoruz. Lobi gücünüzle bize bu konuda yardımcı olun.
Lobi şirketinin yöneticileri ilk aşamada konuya pek sıcak bakmadı:
- ABD, dünyada böyle özel günlerin ilan edilmesine olumlu yaklaşmıyor. Bu durumda bakliyat için özel gün belirlenmesi hiç kolay değil.
Hüseyin Arslan, işin peşini bırakmadı, ABD’deki büyükelçilerimizin de desteğiyle önce FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) nezdinde lobi yaptı, kapının aralanmasını sağladı.
Lobi şirketi bu kez başvuru konusunda tavsiyede bulundu:
- Başvuruyu kendiniz yapmayın, bir başka ülkenin başvurmasını sağlayın.
Hüseyin Arslan, Sri Lanka’daki tanıdıklarının devreye girmesi için çalışırken, lobi şirketi tavsiyesini somutlaştırdı:
- Bir Afrika ülkesinin başvurması, BM nezdinde işi kolaylaştırır…
Lobi şirketi, Hüseyin Arslan’ın Burkino Faso Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin yolunu açtı. Görüşmeler yapıldı, “Dünya Bakliyat Günü” için Burkino Faso yönetiminin benimseyeceği tarih seçildi:
- 10 Şubat…
Başvurular yapıldı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2018 yılında kararını verdi:
- 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü…
Gazetemizin Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’la birlikte 10 Şubat günü Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir’in davetiyle “Dünya Bakliyat Günü” toplantılarına konuk olduk. Özdemir ve Yıldırım’ın konuşmacı oldukları paneli yönettim.
Ardından Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başta olmak üzere, kent protokolünün önde gelen isimleriyle birlikte nohut, mercimek ve fasulyeden yapılmış 12 farklı lezzetten oluşan mönünün tadımına katıldık.
Sonra Arbella tesislerinde Arbel Grup Onursal Başkanı Mahmut Arslan, Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan ve Genel Müdür Gülçin Arslan Hazar’la sohbet ettik. “10 Şubat Dünya Bakliyat Günü”nün öyküsünü fabrikadaki sohbet sırasında öğrendim.
Abdullah Özdemir, Türkiye’de bakliyat üretimindeki gerilemeye dikkat çekti:
- Türkiye’de bakliyat üretimi 1990’larda yıllık 2 milyon tondu. Türkiye bakliyatta kendine yetebilecek noktadaydı.
Bugün TÜİK’in verileriyle üretimin 1.3 milyon ton göründüğünü kaydetti:
- En önemli problem üretim. Ülkemizde üretim azaldıkça ithalat artıyor. İthalat da 1.3 milyon ton dolayında görünüyor. Neyse ki ithalatın çoğu dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamında gerçekleşiyor. Yani, elin taşıyla elin kuşunu vuruyoruz. DİR’le gelen ihracatla gidiyor.
Özdemir, hükümetin destekleme politikalarında bakliyatı ikinci planda tuttuğundan yakındı:
- Hükümet, bakliyatı stratejik tarım ürünleri arasında sayıyor ama destekleme politikalarına bu durum yansımıyor. Nohut, mercimek ve fasulyeye verilen destek hep buğdayın altında kalıyor. En azından desteklerde eşit davranılmasını bekliyoruz.
