Ne marul çocukları, çöp çocukları unutun; ne de bu “Sadaka fetvacıları” ile “Çöp ekonomistleri”ni! Bu çocuklar o ekonomide doğuyor, o fetvalarla cilalanan ekonomistliklerinde, bir çöp ekonomisinde ölüyor!
Şimdi haberlere geçiyoruz:
“Saray’dan günde 6 tona yakın çöp çıktığı belirlendi.”
“Diyanet İşleri Başkanlığı emekliye ve asgari ücretliye de fitre verilebileceğini açıkladı.”
Doğru mu bu “haberler.” Doğru olamayacak kadar yanlış her biri! Ancak dünyanız yalansa, “doğrudur” belki. Öyle mi!
Arabasına laf edilince kızan, emekli olunca şu anki “emekli kuru”na göre 87 bin lira alacak Başkan’ın “fetva” kurumunun şefkatine, güzel kalbine, merhametine bir bakın:
“Ramazan ayında fitreyi, asgari ücretli ya da emekli maaşı alan birinin geçinemediğini düşünüyorsanız, yan geliri yoksa, evi kiraysa, evi varsa bile yakıtını vs. ödeyemiyorsa, verebilirsiniz. Ama bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler olmaması şartıyla!”
Fitreyi filtrelerseniz ortaya memleket tablosunu çıkıyor Diyanet, Alo 190’a taktığı şutuyla:
Asgari ücretli fitre alacak kadar yoksuldur. Hatta ailesi fiilen açtır. Emeklinin alttakileri de öyle. Evi bile olabilir de yakıtını ve başka şeyleri de ödeyemez durumdadır. Hayat pahalıdır, yakıt pahalıdır, fitre verin gitsin!
Günlük fitre miktarını bile enflasyonun altında yüzde 38 arttırıp 180 TL yapan bu “Sadaka Ekonomisi”nin dini tercümesi böyle: Yoksulluk ve açlık farz, fitre vaciptir! Yoksulluk ve açlık bu “Çöp Ekonomisi”nin fıtratında vardır; fitre ise (herkesin değil) kiminin doymak bilmez bereketinden düşen kırıntıdır. Öyle ya, kim demişti, “Kiminin çöpü kiminin hazinesidir” diye.