Dünya çapında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 54’ü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek daha iyi bir dünyaya katkıda bulunabileceklerini düşünüyor. Tüketicilerin yüzde 65’i teknolojinin sağlık için giderek daha önemli olacağına ve daha sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında rol oynayacağına inanıyor. Gıda tüketiminde şekerin azaltılması ise bir numaralı sağlıklı tüketim seçeneği olarak öne çıkıyor.
Dünyanın lider gıda işleme ve paketleme çözümleri şirketi Tetra Pak, gıda alanındaki son yenilikler hakkında yeni bir araştırma yayınladı. Tetra Pak’ın tüketici tutumları üzerine Ipsos ile ortaklaşa yürüttüğü küresel araştırma; Ekim ve Kasım aylarında Brezilya, Çin, Almanya, Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD’de 5 bin çevrimiçi görüşmeyi içeren özel bir anketle oluşturuldu.
Dünya çapında 5 bin kişinin katıldığı Tetra Pak 2023 Endeksi, trendlerin tüketicilerin tercihlerini şekillendirmesi, son yenilikler ve teknolojiler hakkındaki görüşleri gibi bugünün tüketicilerine ve yarının fırsatlarına derinlemesine bir bakış sunuyor. Araştırmaya göre tüketiciler, artık gıda satın alırken bireysel sağlıklarının yanı sıra çevreyi de göz önünde bulunduruyor. Çevreye duyarlı tüketiciler, gezegeni korumak için beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye istekli.
Sağlık her zamankinden daha önemli
Çalışmanın içeriğinde çarpıcı veriler yer alıyor. Araştırma kapsamında tüketicilerin yüzde 70’i son birkaç yılda sağlığın kendileri için daha önemli hale geldiğini söylüyor. Üçte ikisi ise artık yediklerine ve içtiklerine daha fazla dikkat ediyor. Sonuç olarak yüzde 70’lik kesim kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtiyor.
Zihinsel sağlık revaçta
Tüketicilerin neredeyse dörtte üçü artık ruh sağlığının fiziksel sağlık kadar önemli olduğunu düşünüyor. Yüzde 83’lük kesim, konuyu destekleyen yiyecek ve içecek ürünlerini tercih ediyor.
Sağlık ve çevre bir arada ele alınmalı
Tüketicilerin yüzde 70’i sağlıklı ürünlerin çevreye zarar vermemesi gerektiğini söylüyor. Yüzde 50’si ise “Bir yiyecek ya da içecek birey için sağlıklı değilse gezegen için de sürdürülebilir değildir” diyor.
Ekonomik kaygılara rağmen tüketiciler sağlıktan ödün vermiyor
Tüketicilerin yüzde 60’ı artan fiyatların sağlıklı gıdaya erişimi kısıtlayacağından korkuyor. Ancak sadece yüzde 17’lik kesim tasarruf etmek için sağlığa faydalı yiyecek ve içeceklerden feragat edebiliyor. Yüzde 70’i ise daha sağlıklı ürünler elde etmek için ekonomik refahlarından ödün verebileceklerini belirtiyor.
Beslenme alışkanlıkları dünyayı değiştirebilir!
Tüketicilerin yüzde 54’ü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek daha iyi bir dünyaya katkıda bulunabileceklerini söylüyor. Bununla birlikte araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 65’i teknolojinin sağlık için giderek daha önemli olacağına ve daha sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında rol oynayacağına inanıyor. Ancak neredeyse yarısı gıda alanında çok fazla inovasyon yaşandığını düşünüyor ve bu gelişmelerin kendileri için yararlı olmamasından endişe ediyor.
Şekersiz çağa adım attık!
Gıda tüketiminde şekerin azaltılması, raporda dikkat çeken konulardan biri olarak öne çıkıyor. Bir numaralı sağlıklı tüketim seçeneği olarak kabul edilen bu ürünler, en büyük sağlık ve beslenme tüketici segmentimizi tanımlıyor ve inovasyon araştırmalarımızda öne çıkan başlıca nitelik olarak görülüyor.
Kişiselleştirilmiş beslenme devrim yaratacak
Kişiselleştirilmiş beslenme konusunda büyük bir segmentasyon yaşanıyor. Markalar, yaş ve sağlık durumu gibi faktörlere dayalı olarak, giderek daha dar tüketici grupları için özel tarifler oluşturuyor.
Gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği çok boyutlu düşünmeyi gerektiriyor
Araştırmaya göre artan nüfusu besleyebilmek oldukça karmaşık bir konu. Sadece mevcut gıda üretim yöntemlerimizi iyileştirmenin yollarını bulmamız değil, aynı zamanda yeni gıda kaynaklarının potansiyelinden yararlanmak için teknoloji ve altyapıya yatırım yapmamız gerekiyor. Bu iki alan da gelecekteki gıda güvenliği için kritik öneme sahip.
Gıdada dönüşüm, lezzetle yoğrulmalı!
Bir ürünün sağlık, beslenme veya sürdürülebilirlik açısından avantajları her ne olursa olsun, tüketiciler lezzetten ödün vermiyor. Fiyat dengesi de yeni gıdalar için kilit öneme sahip olacak ve bazı tahminlere göre bu durum 2025 yılında görülmeye başlanacak.
“Değer zincirini optimize etmek kritik önem taşıyor”
Tetra Pak Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adolfo Orive, araştırmayla ilgili şunları söyledi:
“Bu yılki endeksin bulguları, gıda endüstrisini karbonsuzlaştırmak ve gıda sistemlerini daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmek için son birkaç yılda izlediğimiz rotayı yansıtıyor. Dünyanın pek çok yerinde insanlar günlük beslenmeleri için süt ve meyve suyu gibi ürünlere güveniyor, bu nedenle kaynak bulma, paketleme, işleme ve dağıtım alanlarındaki yeniliklerle değer zincirini optimize etmek kritik önem taşıyor. Biz de bu noktada müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte aktif bir rol oynuyoruz.
Ayrıca dünyanın 2050 yılına kadar yüzde 60 oranında daha fazla gıdaya ihtiyaç duyacağını göz önünde bulundurarak, yeni bitki bazlı kaynaklardan biyokütle ve hassas fermantasyon ile üretilen alternatif proteinlere kadar yeni besin kaynaklarının keşfedilmesine yardımcı olabilecek teknolojiler aracılığıyla çabalarımızı tamamlıyoruz. Bu alanlar, gıda sisteminin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak açısından önemli.”