Esfender KORKMAZ
Tarımda hem akla hem de tarıma zararlı işler yapılıyor. Bu zararları hepimiz her gün yaşayarak görüyoruz.
İşim nedeniyle Fethiye’ye sık giderim. Kayaköy’ün eski adı Levissi’dir. Bu köy Osmanlı’nın son dönemlerinde, tamamı Rum, 3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaştı. Rumlar evlerini dağ yamacında çorak alanda kurdular. Verimli ovayı ekip-biçerek geçindiler.
1923 yılında gerçekleşen mübadeleyle Kayaköy’de yaşayan Rumlar Yunanistan’a göç etti. Köy harabeye döndü. Aynı zamanda Köy ovaya taşındı, Tüm ovada ve ekili alanlarda villalar yapıldı. Kebapçılar açıldı.
2000 yılından beri Ömerli’de oturuyorum. Ömerli çayının alüvyon topraklarında her yıl iki defa ürün alınırdı. Türkiye’nin en iyi mısırı bu alanlarda yetişirdi. Gel gör ki, bütün ovalar imara açıldı ve villa doldu.
Ekmeden-biçmeden, ovalara villa yaparak, kebapçı açarak bugünlere geldik. Ovaları ve tarım alanlarını katledenlerden hesap sormadığımız için, Arap bakan ”Türkiye savunmasız ülkedir. Destekleyeceğiz” diyor. Bu söz benim kanıma dokundu. Bu sözü hazmedenler ya akıl tutulması yaşıyor veya vatandaşlık anlayışları eksiktir.
Korkarım ki bugünkü Hükümet kaldığı sürece, tarımda tahribat artarak devam edecektir. Oysa ki dünyada ”organik tarım olarak yeni bir altın yumurtlayan tavuk” fırsatı doğmuştur. Tarımda dönüşüm programı yaparak, bu fırsatı değerlendirebiliriz.
Söz gelimi, dünyada organik tarım ürünlerine talep artışına uygun, organik tarım ve hayvancılığın teşvik edilmesi gerekir.
Devletin organik tarım ve hayvan üretme çiftlikleri kurarak, öncülük edecek, tohum ve damızlık hayvan temin etmesi gerekir.